Akıl, çok şeyi anlar fakat her şeyi anlayamaz!..
22/07/2019 Pazartesi Köşe yazarı R.A
İmâm-ı Gazâli hazretleri buyurdu ki: "Akıl, Peygamberlik
makâmında anlaşılan şeyleri kavramaktan âcizdir. İnanmaktan başka çâresi
yoktur.”
Büyük pedagog, psikolog ve sosyolog İmâm-ı Gazâli (rahmetullahi aleyh)
buyurmuştur ki: “Akıl ile anlaşılan şeyler, his uzuvları ile anlaşılanların
üstünde olduğu ve bunların yanlışını çıkardığı gibi; yani his uzuvlarımız, akıl
ile anlaşılan şeyleri anlayamayacağı gibi, akıl da,
ancak Peygamberlik makâmında anlaşılan şeyleri kavramaktan âcizdir. İnanmaktan
başka çâresi yoktur.”
Akılla alâkalı birçok ıstılâh (tabir, terim) vardır. Bunlar hakkında kısa
kısa bilgiler verelim:
“Akl-ı Meâd”: “Ebedî râhata kavuşmak, Cennet'te ebedî kalmak ve Cehennem azâbından
kurtulmak için hâlini ıslâh etmeyi, düzeltmeyi düşünen, uzak görüşlü, dünyâya
değil, âhirete değer veren akıldır.”
"Akl-ı meâd, Peygamberlerde (aleyhimüs-salevâtü
vet-teslîmât) ve evliyâda bulunur. [İmâm-ı Rabbânî
(rahmetullahi aleyh)]
“Akl-ı Meâş”: “Yemek, içmek, evlenmek, helâl, harâm demeden kazanmak ve eğlenmek gibi hep
bedenin rahatını ve nefsin menfaatini düşünüp, âhireti düşünmeyen akıl; akl-ı
meâdın zıddıdır.”
“Akl-ı Sakîm”: “Kısa görüşlü akıl. Düşündükleri şeylerde ve yaptıkları işlerde yanılan ve
çok kerre pişmanlığa sebep olan akıldır.”
“Akl-ı sakîm bazen doğruyu bulur, bazan yanılır; yanılması daha çok
olur...” (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
“Akl-ı Selîm=Selîm akıl; hiç yanılmayan, hatâ etmeyen akıl, Peygamberlerde (aleyhimüsselâm) bulunur. Onlar
her başladıkları işte muvaffak (başarılı) olmuşlardır. Pişmân olacak,
zarar görecek bir şey yapmamışlardır. Eshâb-ı kirâmın Tâbiînin Tebe-i
Tâbiînin ve Dîn İmâmlarının (rıdvânullahi aleyhim
ecmaîn) akılları, derece bakımından Peygamberlerin akıllarından sonra
gelir. Bunların akılları, dîn bilgilerinin hepsinin pek yerinde ve
doğru olduklarını açıkça görür…” (Abdülhakîm Arvâsî)
Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
“Biz, sana, (helâl ile harâmı, doğru ile yanlışı açıklayan) apaçık âyetler
indirdik. Onları fâsıklardan (kâfirlerden) başkası inkâr etmez." (Bakara sûresi,
99)
Böyle bir konuyu ele almamızın sebebi, Taksim’de yapılmak istenen bir
yürüyüş ve bazı belediyelerin resmî Twitter hesaplarından onlara destek
olmalarıdır.
“Harâm”: Allahü teâlânın, "Kur'ân-ı kerîmde yapmayınız" diye
açıkça yasak ettiği şeylerdir. Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruldu ki:
“De ki, Rabbim; bütün fuhşiyâtı (küfür ve nifâkı) açığını ve gizlisini, her
türlü günâhı, haksız isyânı ve Allahü teâlâya hiçbir zaman bir burhân
indirmediği herhangi bir şeyi ortak koşmanızı ve bilmediğiniz şeyleri, Allahü
teâlâya isnâd etmenizi harâm etti.” (A'râf sûresi, 33)
[Yarın da inşallah, bu mühim konuya devam edelim.]