“Ey insanlar, gölgeye gidiniz!”
22/09/2019 Pazar Köşe yazarı V.T
Allahü teâlâ, kıyâmet günü bütün mahlûkâtını diriltir ve Mahşer yerinde
toplar
Ali Muzafferüddîn Şîrâzî hazretleri Şafiî mezhebi âlimlerinden ve evliyânın
büyüklerindendir. İran’da, Şîrâz’da doğdu. 922 (m. 1516)’da orada vefât etti.
Bir dersinde, “Kıyâmet gününün dehşeti” hakkında şunları anlattı:
Allahü teâlâ, kıyâmet günü bütün mahlûkâtını diriltir ve Mahşer yerinde
toplar. Güneş başları üzerine yaklaştırılır. Çok dehşetli, sıcak bir gündür.
Bir ses duyulur: “Ey insanlar, gölgeye gidiniz!” Üç grup olarak giderler.
Bunlar müminler, münâfıklar, kâfirler olmak üzere üç sınıftır. Bunlar
gittiklerinde, gölge; hararet, duman ve nûr olmak üzere üç kısma ayrılır.
Hararet, münâfıkların başı üzerinde durur. Çünkü onlar dünyâda iken, Allahü
teâlânın kendilerine haber verdiği Cehennemden sakınmadılar. Duman da
kâfirlerin başı üzerinde durur. Çünkü onlar dünyâda iken, her türlü kötü
istekleri peşinde koştular ve aydınlık içinde yaşadılar. Âhıret için bir şey
yapmayıp, âhıretleri karanlık oldu. Nûr bulutu ise, müminlerin başı üzerinde
durur. Onlar nûr içinde kalırlar. Çünkü müminler dünyâda iken, her türlü
sıkıntı, zulmet ile karşı karşıya olmalarına rağmen, Îmânlarını korudular ve
âhıretlerini mamûr edip nûrlandırdılar. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde, müminler
hakkında meâlen buyurdu ki:
''(Hatırla) o günü ki, mümin erkeklerle mümin kadınların nûrları,
önlerinden ve sağlarından koşuyor kendilerini göreceksin. (Melekler onlara
şöyle derler): 'Bugün size, müjde olsun! O Cennetler ki, altlarından ırmaklar
akıyor; içlerinde ebedî olarak kalacaksınız. İşte en büyük kurtuluş
budur.' O gün, münâfık erkeklerle münâfık kadınlar, îmân edenlere şöyle
diyecekler:
'Bize bakın (yâhûd bizi bekleyin), nûrunuzdan bir parça ışık
alalım.' (Mü’minler tarafından onlara şöyle) denilecek:
'Arkanıza (dünyâya) dönün de bir nûr arayın.' Derken aralarına
bir kapısı bulunan bir sûr çekilmiştir; (müminler içeride, kâfirler ise
dışarıda kalmıştır). Sûrun içi rahmet doludur, dış yanında azâb...
Münâfıklar müminlere şöyle bağırırlar: 'Bizler sizinle beraber (dünyâda
ibâdet eder) değil miydik?' Müminler 'Evet bizimle beraberdiniz; fakat
siz, kendinizi nifaka düşürüp helak ettiniz. Müminlere felâket beklediniz.
Şüphelendiniz ve uzun ömür hülyası, sizi aldattı; tâ Allahın
emri (ölüm) gelinceye kadar...' Bir de, Allaha karşı, sizi, aldatıcı
şeytan aldattı. (Ey münâfıklar), artık bugün ne sizden, ne de o kâfir
olanlardan (kurtulmanız için) bir karşılık, bedel kabûl edilmez.
Sığınacağınız yer ateştir; size yaraşan odur. O, ne kötü bir gidiş yeridir!” (Hadîd: 12-15)