Öleni, borçlardan kurtarmalıdır
24/09/2019 Salı Köşe yazarı O.Ü
Ölen bir kimsenin borçları ödenmedikçe, onun ruhu, iyiler derecesine
kavuşamaz.
Sual: Ölen bir kimsenin, geride bıraktığı borçlar ve kul hakları varsa,
öleni bu borçlardan ve bu haklardan kurtarmanın bir yolu, bir usulü var mıdır?
Cevap: Bir kimse, ölür ölmez, bunun borçlarını bir an önce ödemelidir. Çünkü
borçları ödenmedikçe, ölen kimsenin ruhu, iyiler derecesine kavuşamaz. Ölen
erkek ise, zevcesine, hanımına vaktiyle ödemediği mehir parası da, borcudur.
Verilmemiş, birikmiş zekat, fıtra da borçtur. Hırsızlık etmesi, zor ile alması
da borcudur. Meyyiti kabre koymadan önce, borçlarını ödemek mümkün olmaz ise,
meyyitin yakın akrabasından biri, bu borcu Havale usulü ile,
kendi üzerine alır. Yani borçlar bunun olur. Böylece, hak sahiplerinin kabul
etmesi ile, meyyit borçtan kurtulmuş olur. Bu yol, havale usulüne tam uymuyor
ise de, meyyitin ihtiyacı çok olduğu için, İslâmiyet buna izin vermiştir.
Peygamber efendimiz borçlu olarak ölen birinin cenaze namazını kılmak
istememişti. Eshâb-ı kiramdan Ebu Katâde-i Ensârî hazretleri, meyyitin borcunu,
bu usul ile, kendi üzerine alarak kabul edince, Resûlullah efendimiz cenaze
namazını kılmayı kabul buyurdular. Bu meyyitin borcu iki dinar, yani 4,8
gramlık iki altın olup, Resûlullah efendimiz, Ebû Katâde hazretlerine;
-Bu iki altın borç, senin üzerine oldu mu ve meyyit borçtan kurtuldu mu? diye sual etti.
Ebû Katâde hazretleri de;
-Evet deyince, Resûlullah efendimiz, cenazenin namazını kıldı.
Görülüyor ki, yabancı bir kimse de borcu kendi üzerine alırsa, meyyit
borçtan kurtulmaktadır. Borcu üzerine alan kimsenin alacaklıya “Meyyite hakkını
helal et!” demesi uygun olur. Böyle helallaşma ile, meyyit borçtan tamamen
kurtulur.
Gerek böyle, gerekse, İslâmiyetin gösterdiği başka yollar ile, meyyit,
borçlardan, üzerindeki haklardan kurtarıldıktan sonra, ölenin varsa vasiyeti yerine
getirilmelidir. Günah olan bir şeyi yapmak için vasiyet etmek sahih olmaz.
Böyle vasiyetler yerine getirilmez. Böylece, meyyit, vasiyetten hasıl olan
sevaptan ve duadan mahrum bırakılmamış olur.
***
Sual: Şirk ne demektir ve müşrik diye kime denir?
Cevap: Şirk, Allahü teâlâya,
herhangi bir şeyi ortak yapmak, bir şeyi Ona benzetmek demektir. Allahü teâlâya
bir şeyi benzeten veya ortak yapan kimseye Müşrik, benzetilen şeye de Şerik
denir.