Pişmanlık, tövbe büyük nimettir...

25/09/2020 Cuma Köşe yazarı A.D

Bir günah işleyince, hemen tövbe etmelidir. Pişmanlık, tövbe büyük nimettir. Kul, günahına pişman olunca, Cenâb-ı Hakk seviniyor...

 

İşlenen günah ne kadar büyük olursa olsun, samimi bir şekilde tövbe edilirse, pişman olunursa, Allahü teâlâ onu affeder. Bir günah işleyince, hemen tövbe etmelidir. Pişmanlık, tövbe büyük nimettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Çölde devesini kaybedip sonra bulan kimsenin sevinmesinden çok, Allahü teâlâ, kulunun tövbe etmesine sevinir.) [Buhari]

Ne büyük lütuf ve ihsan. Biz günahımıza pişman olunca, Cenâb-ı Hakk seviniyor...

Bir din büyüğümüz de buyuruyor ki: “Günah işleyenlerin, boynunu bükmesi, bana, ibadet edenlerin göğsünü kabartmasından daha iyi geliyor…”

                ***

Ebu Hüreyre "radıyallahü anh" anlatır:

-Bir gece Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz ile yatsı namazını kıldıktan sonra çıkmıştım. Yolda, ayakta durmakta olan yaşmaklı bir kadınla karşılaştım. Bana, “Ya Ebâ Hüreyre! Ben büyük bir günah işledim. Tövbe etsem kabul olur mu?” diye sordu. Ben de “Nedir günâhın?” diye sordum. “Zina ettim. Bu zinâdan doğan çocuğu da öldürdüm” dedi. Ben de, “Kendini de çocuğu da mahvetmişsin. Senin için tövbe etmek mümkün değil. Tövbe etme hakkın yok” dedim. Benim bu sözlerim üzerine kadın "ben mahvoldum" diye bir çığlık attı... Oradan ayrılırken şöyle düşündüm:

"Ben ne yaptım; Resûlullah Efendimiz yakınımızdaydı. Niye ona sormadım ki!.."

Sabahleyin hemen Resûl aleyhisselâma koştum ve durumu anlattım. Cevaben buyurdular ki:

-İnnâ lillahi ve inna ileyhi raciûn... Yâ Ebâ Hüreyre! Vallahi sen kendini de kadını da mahvetmişsin. Sen "Onlar ki Allah’ın yanına başka bir ilâh daha katıp tapmazlar. Allah’ın haram kaldığı cana haksız yere kıymazlar, zina etmezler. Kim bunlardan birini yaparsa cezaya uğrar. Kıyamet günü azabı kat kat olur ve o azabın içinde hor ve hakir olarak ebedi kalır. Meğer ki, tövbe ve iman edip salih ameller işlemiş kimseler ola. İşte Allah onların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah çok mağfiret edici, çok merhametlidir" âyetlerini hatırladın mı? (Furkan sûresi, âyet: 68, 69, 70)

Resûlullah Efendimizden bunları dinleyince hemen huzurundan ayrılarak sokağa fırladım. Medine sokaklarında hem koşuyor, hem de şöyle diyordum:

-Dün benden şu hususu soran kadını bana kim bulabilir?

Beni böyle telaşlı gören mahalle çocukları, “Ebû Hüreyre aklını kaçırmış” diyorlardı. Nihayet akşamleyin o kadına yine aynı yerde tesadüf ettim. Hemen, kendisinin tövbe etme hakkı olduğu hususunda peygamberin söylediklerini bildirdim. Kadın bu sefer de bir sevinç çığlığı attı ve şöyle dedi:

-Bir hurma bahçem var. Onu fakirlere vakfettim... (Tenbîhû’l Gâfilîn)