Mucize, kerâmet, feraset istidrâc ve sihir...
27/02/2022 Pazar Köşe yazarı V.T
Allahü teâlâ, her şeyi
bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere, iş yapabilecek tesîr, kuvvet
vermiştir.
Abdurrahmân-ı Zâz
hazretleri Şâfiî mezhebi fıkıh âlimidir. 1040 (H. 432) senesinde İran'da
Tebrîz'e bağlı Serahs kasabasında doğdu. Sonra Merv'e yerleşti. Birçok âlimden
hadîs ve fıkıh ilmini öğrendi. Kâdı Hüseyin'in önde gelen talebelerindendi.
Şâfiî mezhebinde büyük bir âlim olarak yetişti. Çeşitli memleketlerden gelen
pek çok kimse kendisinden ilim aldılar.
Bu mübarek zat çok
talebe yetiştirdi. 1101 (H. 494) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları
anlattı:
Allahü teâlâ, her şeyi
bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere, iş yapabilecek tesîr, kuvvet
vermiştir. Bir iş yapmamız, bir şeyi elde etmemiz için, bu işin sebeplerine
yapışmamız lâzımdır. Meselâ, buğday hâsıl olması için, tarlayı sürmek, ekmek, ekini
biçmek lâzımdır. İnsanların bütün hareketleri, işleri, Allahü teâlânın bu âdeti
içinde meydâna gelmektedir. Allahü teâlâ, sevdiği insanlara, iyilik, ikrâm
olmak için ve azılı düşmanlarını aldatmak için, bunlara, harikulâde olarak,
yanî âdetini bozarak, sebepsiz şeyler yaratıyor:
1- Peygamberlerden
“aleyhimüsselâm”, tam temiz oldukları için âdet-i ilâhiyye dışında ve kudret-i
ilâhiyye içinde şeyler meydâna gelir. Buna (mucize) denir. Peygamberlerin
“salevâtullahi teâlâ aleyhim ecmaîn” mucize göstermesi lâzımdır.
2- Peygamberlerin
“aleyhimüsselâm” ümmetlerinin evliyâsında, nefislerinin kötülükleri kalmadığı
için âdet dışı meydâna gelen şeylere, (kerâmet) denir. Evliyânın kerâmet
göstermesi lâzım değildir. Bunlar, kerâmet göstermek istemez. Allahü teâlâdan utanırlar.
3- Ümmet
arasında, velî olmayanlardan meydâna gelen âdet dışı şeylere, (feraset) denir.
4- Fâsıklardan,
günâhı çok olanlardan zuhûr ederse (istidrâc) denir ki, derece derece,
kıymetini indirmek demektir. İstidrâcın manâsı, Allahü teâlânın bir kimseye,
isteklerini dünyâda vermesidir ki, o kimsenin haddi aşması, inâdı, cehâleti ve
fesâdı artıp, her zamân ve belki her ân dergâh-ı izzetten [Allahü teâlâ
katından] uzaklaşarak, rahmetten mahrûm kalmasına sebep olmasıdır.
5- Kâfirlerden zuhûr edenlere ise (sihir), yani büyü denir.