Maksatları sırf dünyâ olanların vay hâline!..
27/09/2022 Salı Köşe yazarı V.T
Kâfirler ve onlara
tâbi olanlar, sırf şu fâni dünyâ nîmetleriyle nasibdâr olmuşlardır!..
Seyyid Osman Fadlı
Efendi Osmanlı âlim ve velilerindendir. 1632 (H.1041)'de Rumeli’de Şumnu’da
doğdu. Fâtih'te Atpazarı denilen yerde oturduğu için; "Atpazarı Şeyhi
Osman Efendi" nâmıyla şöhret buldu. Kıbrıs'ta ise "Kutup Osman"
ismiyle bilinir. 1691 (H.1102) senesinde Kıbrıs'ın Magosa şehrinde vefât
etti...
İstanbul'a gidip,
Zâkirzâde Abdullah Efendiye intisab ederek tasavvufta yükseldi. İcâzet alarak
çok talebe yetiştirdi. Bunların en meşhuru olan İsmâil Hakkı Bursevî
hazretleri, onun hakkında şöyle demektedir:
"Hocam her
hâlinde gizliliği tercih ederdi. Sünnete uygun olmayan bir şeyi yapmazdı. Şu üç
şeyi hiç terk etmezdi: 1) Her farz namaz için abdestini tâzelerdi. 2) Namazını
dâimâ cemâatle kılardı. 3) Her ibâdet ve işi, Kitab ve Sünnete uygun olarak yapardı.
Her çeşit riyâzeti yapmıştır. Ramazân-ı şerîfte, bir yumurta ile iftâr ederdi.
Bütün yediği bundan ibâretti. Derslerine iki yüz kadar talebe devâm ederdi. Bu
talebelerin içinde; Trakya, Anadolu ve Arab Yarımadasından gelenler
vardı." Yine hocasından naklederek der ki; "İnsanlar dört kısımdır:
1. Zikir, fikir,
maksat, niyet ve himmetleri sırf dünyâdır. Bunlar kâfirler ve onlara tâbi
olanlardır. Sırf fâni olan dünyâ nîmetleriyle nasibdâr olmuşlardır.
2. Dillerinin
ifâdesine nazaran âhiret ehli gibi görünürlerse de, bunların içten maksat ve
niyetleri yine evvelkiler gibi tamâmen dünyâya yönelmiştir. Bunlar
münâfıklardır. Önceki kısımdan çok aşağıdır. Bunlardan çok korkulur. Şeklen
âhiret ehli gibi görünürler. Fakat mânen Allah'tan yüz döndürmüşlerdir. Niyet
ve himmetleri hep dünyâdır. Bunların îmânının zevâlinden, kaybolmasından pek
korkulur. Zîrâ ibâdetten maksat İslâm, îmân mertebelerinin tamâmıyla,
ihsân mertebesine, Allahü teâlâyı görür gibi ibâdet etme şerefine ulaşmaktır.
Bu mertebelere kavuşmak için çalışmamak ve bu hususta kusur ve ihmâlde
bulunmak, cenâb-ı Hak'tan elindeki nîmetin kaybolmasını istemektir.
3. Zikir, fikirleri,
âhiret ve kalplerindeki niyet ve himmetleri de âhirettir. Bunlar umum
müminlerdir.
4. Zikir ve fikirleri, düşünceleri âhiret ve kalplerindeki niyet ve himmetleri de odur ki bunlar mukarreblerdir. Mukarrebler, Allahü teâlâ için olmayan her şeyden sakınırlar. Din için niyet etmedikçe hareket etmezler. Her sözleri Allah içindir."