"Hiç mescit içinde oynanır mı?"
27/11/2021 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Bilâl-i Habeşî bir gün mescit içinde
oynamaya başlar.
Hazret-i Ömer onu
görür.
Ve hâliyle şaşırır!
Yanına yaklaşıp;
"Yâ Bilâl! Sen ne
yapıyorsun?
Hiç mescitte oynanır
mı?" der.
Ama o, dinlemez.
Ona, Resûlullahı
gösterip;
“Mescidin sâhibi, işte
orada!
Bana ancak o
karışabilir" der.
Hazret-i Ömer,
Efendimize gider.
Ve vaziyeti
Resûlullaha arz eder.
Efendimiz, Bilâl'i
çağırıp sorar:
"Yâ Bilâl orada
ne yapıyordun?”
"Oynuyordum yâ
Resûlallah.”
"Niçin
oynuyordun?”
"Sevincimden yâ
Resûlallah. Rabbime, bir ihsânından dolayı teşekkür ediyordum.”
"Nedir o ihsân yâ
Bilâl?"
"Yâ Resûlallah,
Rabbimiz sana her şeyi verdi, bir şey vermedi."
"Nedir o
vermediği?"
"Hidâyet yâ
Resûlallah! İnsanları hidâyete getirmek senin elinde olsaydı, önce akrabânı
îmâna getirirdin. Onlardan, sıra bile gelmezdi bana. Ama bakın, kendi
akrabâların seni inkâr ederken, Rabbim benim gibi Habeşli bir köleye bu îmânı
nasîb etti. Sana inandım, sevdim, âşığın oldum. Onun için oynuyordum yâ
Resûlallah!” der.
Ve özür diler.
Resûlullah, Hazret-i
Ömer'e der ki:
"Bırak yâ Ömer! Bırak oynasın."