"Hocam kerâmet sâhibiydi"
03/09/2020 Perşembe Köşe yazarı A.U
Büyük velî Ebül Feth-i Serahsî hazretlerine, bir gün bâzı
sevdikleri geldi.
Ve ricâ ettiler ki:
“Hocanızdan bahseder misiniz?”
O da şöyle anlattı:
“Hocam, sıkıntılara sabrederdi.
Hiç şikâyet etmezdi.
Hak teâlâ, Onu çok severdi.
Her isteğini ânında yaratırdı.”
Dinleyenler arz ettiler ki:
“Bir misâl verseniz efendim.”
O da şöyle anlattı:
“Bahçemizde çeşitli ağaçlar vardı.
Bir de (dut ağacı) vardı.
Mevsiminde o ağaca çıkardım.
Ve dut yaprağı toplardım.
Bir gün, yine o ağaca çıktım.
Yine yaprak topluyordum.
Bir ara aşağıya baktım.
Ve (hocamı) gördüm.
Çok heyecanlandım.
Ne zaman gelmişti acabâ?
Hocam, öyle bir zât idi ki:
Kalbi, aşk-ı İlâhî ile yanardı.
Başkalarını aslâ görmezdi.
Beni de fark etmedi o gün.
Ellerini kaldırdı.
Ve sesli olarak duâ etti:
“Yâ Rabbî, az akçeye muhtâcım.
Bunu da, yalnız senden isterim.”
O anda koca ağaç altın oldu.
Kökünden yaprağına kadar.
Ama hiç şaşırmadım.
Zîra bu, hocam için çok normaldi.
Hocam bunu görünce;
“İlâhî, ne çok kerem sâhibisin.
Ben az bir şey istemiştim” dedi.
Muhcup bir hâli vardı.
O vaziyette ayrılıp gitti.
O, ağaçtan ayrılıp geri döndü.
Ağaç da eski hâline döndü...