"Sen ölümden değil kendinden kork!.."
03/06/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Seyyid Mehmed Esrar Dede, Mevlevî şeyhlerindendir. 1748
(H.1162)'de İstanbul Sütlüce'de doğdu. 1796 (H.1211)'de Galata
Mevlevîhânesinde vefât etti...
Şeyh Gâlib Dede’ye intisab ederek Mevlevi tarikatine girdi. Esrâr
Dede ve hocası Şeyh Gâlib'in Osmanlı Sultanı Üçüncü Selîm Hana tam bir muhabbet
ve bağlılıkları vardı. Sohbetlerinde Mesnevî’den anlatırdı. Buyurdu ki:
Körlük de türlü türlüdür. İç körlüğü dış körlükten fenadır. Gözü
kör olan kendisini dışarıdaki pisliklerden koruyamaz. Lakin bu pislik yıkamayla
geçer. İç gözü kör olan ise manevi pisliklere bulaşır. Bu tür pislik diğeri
gibi suyla kolayca geçmez. O demirdeki pas gibi kalıcıdır. Nasıl zahir gözünü
çöpten sakınıyorsan iç gözünü de öylece sakın. Ta ki manevi kirlere
bulanmayasın. Bir kere bulanmışsan da tevbe et. Zira tövbe suyundan başkası o
kire çare olmaz.
Ey dokunulmaması gereken ilahi sözleri keyfine göre tevile kalkan laubali!
Kur'ânı değil kendini tevil et. Onu kendine uydurma, sen ona uy! O seni düzeltmeye
gelmişken senin onu düzeltmeye kalkman ne edepsizlik! Kendin hastayken
doktorunu tedaviye kalkman ne abes!
Ey hırsının zebunu olan kişi! O kara kömürü parlak bir ateş gibi
gösteren şey senin hırsından başkası değil. Zira hırs taşı elmas gösterir. Yanan
ateş güzelliğiyle gözünü alır ama sen o renge değil yaptığı işe bak. Ateşe
yaklaşırsan yüzünü toza bulamış olursun. Ne sönmeyen ateş var ne geçmeyen
heves. Ama ateşten geriye kömür, hevesten geriye de utanç ve yüz karalığı
kalır. O hâlde dikkat!
Ey ölüm aynası! Sen ne tuhaf bukalemunsun! Kimin yüzüne
baksan onun rengini alırsın. İyiye iyi, çirkine çirkin görünürsün. Dostuna
dostsun, düşmanına düşman. Bunun sebebi nedir? diye sordum da Hazreti
Mevlâna'dan şu cevabı aldım:
Ey ölümden korkan! Aslında ölümün rengi yoktur, onda gördüğün çirkinlik kendi çirkinliğin. Lakin bu çirkinlik de kendi eserin. Üstündeki kirli paçavrayı kendin eğirip kendin diktin, yüzündeki gözündeki karaları yine kendin çaldın. Şimdi hayat perdesi aradan kalktı ve ölüm aynasında kendi gerçek kimliğinle yüz yüze geldin. Seni bu kara yüzünle, bu düşkün hâlinle cennete kabul etmezler. İşte seni korkutan ölümün bu gerçekleri haykıran dili. O hâlde layıkı o ki sen ölümden değil kendinden kork!