“Evliyânın himmeti dağı bile devirir!"
03/12/2020 Perşembe Köşe yazarı A.U
Büyük velî Kadîb-ül Bân hazretleri zamanında bir kimse
vardı.
Yanında pehlivanlar gezdirirdi.
Bunları güreştirirdi.
Bununla nâm yapardı.
Bir gün Kadîb-ül Bân hazretlerinin şehrine geldi.
Ve bir talebeye sordu:
“Sizin hocanız nerededir?”
Talebe de;
“Falan göle gitmiştir” dedi.
O da, dediği göle doğru gitti.
Yaklaşınca, bu velîyi gördü.
Gölün ortasında oturuyordu.
Bağdaş kurmuş vaziyette.
Kıyıdan seslendi ki:
“Biz kırk pehlivanız. Bugüne kadar, bizi yenen çıkmadı. Sizin talebelerle
de güreşelim diyoruz."
Büyük velî;
“Benim talebelerimden çok zayıf, ufak tefek bir çocuk var. O çelimsiz
çocuğa benden selâm söyle. Senin pehlivanlarla güreş tutsun” buyurdu.
Adam geldi medreseye.
Zayıf olan talebeyi buldu.
Hocasının sözünü nakletti.
Çocuk, hocasının emrini aldı.
“Emri baş göz üstüne” dedi.
Ve çıktı er meydanına.
Sanki kırk yıllık pehlivandı.
O kırk pehlivanın her birini, teker teker tuttu, kaldırdı ve sırtüstü yere
serdi.
Mağrur adam perîşândı.
Çarpılmıştı sanki.
Büyük velî, ona dönüp;
“Evliyânın himmeti dağı bile devirir. Senin pehlivanların ne ki” buyurdu.
Adam acele terk etti orayı...