"O, kusurlarımı söylüyor diğerleri ise beni övüyor"
01/03/2023 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Ebû Ali Fârmedî hazretleri silsile-i aliyye âlimlerinin
yedincisidir. İsmi, Fadl bin Muhammed'dir. 1042 (H.433) senesinde doğdu. 1085
(H.478)'de Tûs yâni Meşhed şehrinde vefât etti. Zâhirî din ilimlerini,
Ebü'l-Kâsım Kuşeyrî hazretlerinden öğrendi. Tasavvuf ilminde yüksek derecelere
kavuşması iki vâsıta ile olmuştur. Birisi Ebü'l-Kâsım Gürgânî vâsıtasıyla
Kübreviyye yolundan, diğeri de silsile-i aliyye âlimlerinin altıncısı olan
Ebü'l-Hasan Harkânî vâsıtasıyla olmuştur. Ebû Ali Fârmedî hazretleri, hem
İmâm-ı Gazâlî, hem de Yûsuf-i Hemedânî hazretlerinin hocası idi.
Ebû Ali Fârmedî zamânında evliyânın önderi ve hidâyet güneşiydi.
Nizâm-ül-Mülk'ün makâmına gelince, büyük vezir derin bir hürmetle ayağa kalkar,
onu kendi makâmına oturturdu. Hâlbuki, başkaları geldiği zaman, sâdece ayağa
kalkar, yerini terk etmezdi. "Neden böyle yapıyorsun?" diye
sorduklarında; "Ebû Ali Fârmedî hazretleri benim yüzüme karşı kusurlarımı
söylüyor, yaptığım yanlış işleri, haksızlıkları açıklayıp beni îkâz ediyor.
Diğerleri ise, beni yüzüme karşı övüyorlar. Bu yüzden nefsim gururlanıyor. Ebû
Ali Fârmedî hazretlerinin yermesi, benim için daha hayırlı olduğundan, ona daha
çok hürmet ediyorum" derdi.
Ebû Ali Fârmedî buyurdu ki: "Talebenin hocasına karşı dili ile saygılı
olması gerektiği gibi, söylediğini kalbinden de reddetmemelidir." Bununla
ilgili şu rüyâsını anlatır: Hocam Ebü'l-Kâsım Gürgânî'ye bir rüyâmı anlattım ve
ona; "Sizin bana rüyâmda şöyle şöyle dediğinizi gördüm ve niçin böyle
yaptığınızı sordum" dedim. Hocam, bunun üzerine bir ay benimle konuşmadı
ve; "Eğer içinde benim söylediklerimi reddetmek duygusu ve
cevap almak arzusu olmasa, rüyânda bana bu şekilde sormazdın" dedi.
Ebû Ali Fârmedî hazretleri anlatır: Bir gün hocam Ebü'l-Kâsım Kuşeyrî hamamda
gusül abdesti alıyordu. Sormadan ve istemedikleri hâlde, kuyudan bir kova su
çıkarıp hamamın havuzuna boşalttım. O anda hakîkaten bu mikdâr suya olan
ihtiyaçlarını bilmiyordum. Sonra öğrendim. Hamamdan çıkınca; "Hamamın
havuzuna su boşaltan kimdi?" diye sordu. Niçin yaptın? diyeceğinden
korktum. Şaşırdım. Nihâyet; "Ben idim" dedim. "Ey Ebû Ali!
Ebü'l-Kâsım'ın yetmiş senede elde ettiği dereceleri, sen bir kova su ile
kazandın. Allah senden râzı olsun" buyurdu... Bir müddet daha hocamın
huzûrunda bulunarak, nefsimin terbiyesi ile meşgûl oldum. Birçok mârifetlere
kavuştum.