Kur'ân-ı kerîm hakkında...
28/02/2023 Salı Köşe yazarı R.A
“Kur'ân” kelimesi,
sözlük manâsı itibârıyla “okumak ve toplamak” ma'nâlarına
gelen “karae” kelimesinden türeyen bir
isimdir. Ama dînî bir ıstılâh, ilmî bir terim olarak “Kur'ân-ı
kerîm”in, muhtelif kitaplarda, çeşitli açılardan birçok târifi
yapılmıştır. Bunlar birleştirilerek şöyle bir tarîf yapılabilir: "Allahü
teâlânın, son Peygamberi Muhammed aleyhisselâma, Cebrâîl aleyhisselâm
vâsıtasıyla, 23 senede, Arapça olarak indirdiği, bize kadar ilk nâzil olduğu
şekilde tevâtürle (yanî her asırda, yalan söylemeleri
mümkün olmayan büyük insan gruplarının bildirmeleriyle) gelen
ve mushaflarda yazılı olup, okunması ibâdet olan, hiçbir kimsenin bir benzerini
getiremediği ve getiremeyeceği son İlâhî kitaptır."
Kur'ân-ı kerîmin kitap hâlinde yazılmış şekline "Mushaf-ı
şerîf" denir.
***
Allahü teâlâ, dünyâda bütün insanlara acıyor, onlara, ebedî
saâdet yolunu, sonsuz ni'metlere kavuşturucu yolu gösteriyor. Nitekim ilk insan
ve ilk Peygamber olan Hazret-iÂdem aleyhisselâmdan itibâren,
her bin senede bir "Resûl" vâsıtasıyla
insanlara yeni bir dîn göndermiştir. Her asırda, en temiz bir insanı "Nebî" yaparak,
bunlarla dînleri kuvvetlendirmiştir. Allahü teâlâ, Peygamberlerine “semâvî
kitaplar” göndermiş ve bu kitaplarda dînin emir ve
yasaklarını bildirmiştir.
Allahü
teâlânın gönderdiği kitaplar çoktur. Ama dîn kitaplarımızda
bize bildirilen, 104 kitaptır. Bunlardan 100’ü
“Suhuf (sahîfeler, risâleler, formalar, küçük kitaplar)”dır. Dördü ise
büyük “Kitap”tır.
“Suhuf”dan, 10
adedi, Âdem aleyhisselâma; 50 suhuf, Şît aleyhisselâma; 30 suhuf, İdrîs
aleyhisselâma ve 10 suhuf da, İbrahim aleyhisselâma gönderilmiştir.
Bilindiği gibi, dört büyük kitaptan Tevrât, Mûsâ aleyhisselâma; Zebûr, Dâvûd aleyhisselâma; İncîl, Îsâ aleyhisselâma; Kur'ân-ı
kerîm ise, Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhisselâma
verilmiştir.
Diğer suhuf ve kitaplar, birer defada topluca
indirilmişlerdir. Kur’ân-ı kerîm ise, kısım kısım, bölüm
bölüm, sûre sûre, âyet âyet olarak 23 senede indirilmiştir. Ama Kur’ân-ı kerîm
de “Levh-ı
mahfûz”a Berât gecesinde topluca bir defada indirilmiştir. Bu
semâvî kitaplardan -Kur'ân-ı kerîm hâriç- diğerleri
maalesef tahrîf edilmiştir. Kur'ân-ı kerîm ise, ilk indirildiği
gibi, hiç değiştirilmeden, bozulmadan, zamanımıza kadar gelmiştir. Kıyâmete
kadar da böyle olacağı Kur'ân-ı kerîmde bildirilmiştir. Muhammed aleyhisselâma
gönderilen Kur'ân-ı kerîm, İlâhî kitapların sonuncusudur.
Bilindiği gibi, Kur'ân-ı kerîm “sûre”lerden; sûreler de “âyet”lerden
meydâna gelmektedir. “Âyet”, sözlükte, “alâmet,
işâret, nişân, ibret, tanınmaya sebep olan emâre” ma'nâlarına
gelmektedir. Bu bakımdan, Allahü teâlânın varlığını ve birliğini anlamak
husûsunda, kâinât da bir âyettir. Nitekim Bakara Suresinin 164. âyet-i
kerimesinde geçen “âyet” bu ma'nâda
kullanılmıştır.
Bir terim olarak ise "Âyet", “Kur'ân-ı kerîmdeki sûreleri meydâna getiren, başı ve sonu belli olan cümle veya cümleciklerden her biri”ne denir.