"Hocasına saygısızlık edene tövbe yoktur!"
28/02/2023 Salı Köşe yazarı V.T
Ebû Ali Dekkâk hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Horasan’da
Nişâbur'da doğdu. Ebü'l-Kâsım Nasrabâdî'nin feyiz ve bereketleriyle kemâle
gelip olgunlaştı. İcâzet aldı. Evliyânın büyüklerinden Ebû Ali Fârmedî
hazretleri ile görüşürlerdi. 1014 (H.405) senesinde Nişabur'da vefât etti.
Ebû Ali Dekkâk hazretleri, ilmi âlimden öğrenmeyi teşvik eder;
"Kendiliğinden yetişen ağaç, yaprak verir. Fakat meyve vermez. Verse de
tatsız olur. İnsan da böyledir. Hocası olmayan kimseden hiçbir şey hâsıl olmaz.
Ben söylediklerimi kendiliğimden söylemiyorum. Bu anlattıklarımı hocam
Nasrabâdî'den öğrendim. O, Şiblî'den, o da Cüneyd-i Bağdâdî'den öğrendi. Bizim
büyüklerimize olan hürmet ve tâzimimiz o kadar fazlaydı ki, hocamın huzûruna
gideceğim zaman, mutlaka gusül abdesti alıp, ondan sonra giderdim" derdi...
Bir defâsında Ebû Ali Dekkâk hazretlerine birisi gelerek, büyüklerin sohbetinde
bulunmanın faydasını sordu. Cevâbında; "Bunda iki fayda vardır. Birincisi;
eğer o kimse ilme tâlib olmuşsa, Allahü teâlâya ve O'nun dînine olan muhabbeti,
bağlılığı ve sohbetin bereketiyle ilmi artar. İkinci faydası; eğer sohbette
bulunan kimsenin kalbinde benlik ve gurur varsa, o duygular yok olup, ilmi ve
edebi artar. Mânevî bakımdan yüksek derecelere kavuşur" buyurdu.
"Hocasına muhâlefet edenin hâli nicedir?" diye soran
birisine; "Her kim hocasına kalbinden muhâlefet etmeye niyet etse, onunla
aynı yolda bulunamaz. Verdiği sözü bozmuş olur. Bunun için tövbe etmesi vâcib
olur. Üstâdına saygısızlık edenler içinse tövbe yoktur" buyurdu.
Bir gün, meclisine bir kimse tevekkülün ne olduğunu sormak için
geldi. İçeri girince Ebû Ali hazretlerinin başında çok kıymetli bir sarık
olduğunu gördü. O kimsenin gönlü o sarığa meyletti. Bu sırada Ebû Ali
hazretleri gelen kimseye dönüp; "Tevekkül, Allahü teâlâya îtimâd etmek,
onun-bunun sarığına tamah etmemektir" buyurdu ve sarığını çıkarıp o
kimseye hediye etti.
Kendisine edebi gözetmekten soruldu. O; "Edebi terk,
kovulmayı icap ettiren bir sebeptir. Huzurda edepsizlik edeni kapıya,
kapıda edepsizlik edeni ise hayvanlara bakmak için ahıra koyarlar. Kul, ibâdeti
ve tâatıyla Cennet'e, ibâdet ve tâatteki edebiyle Allahü teâlâya vâsıl
olur" buyurdu.
"Hürriyet nedir?" diye soran birisine; "Eğer nefsinin arzularına boyun eğmiş, nefsin dünyâya meyletmişse, malın kölesisin" buyurdu.