"Dînimi öğrenmek istiyorum"
03/12/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.U
İmâm-ı âzam hazretlerinin
talebesinden Ebû Yûsüf hazretleri
şöyle anlatıyor:
Ben çocukken, babam öldü.
Annem beni bir terziye götürüp;
“Bu
çocuğa terzilik mesleğini öğretir misiniz” diye
ricâ etti.
Usta, cevâben;
“Olur,
öğretirim” dedi,
O gün çalışmaya başladım.
Ancak ben, dînimi öğrenmek istiyordum.
Bıraktım terziliği.
Ve doğruca İmâm-ı âzam hazretlerine
gidip;
“Bana
dînimi öğretir misiniz?” dedim.
Kabul buyurdu.
Ben de girdim hizmetine.
Annem bunu öğrenince, medreseye geldi ve hazret-i İmâmın
huzûruna çıkıp;
“Bu çocuk
yetimdir, burada ne yer, ne yapar, ne öğrenir?" deyiverdi.
Hazret-i İmâm;
“O burada
tereyağı, fıstık ve bâdem yiyor ve bunların nasıl yeneceğini öğreniyor” buyurdu.
Annem geri gitti.
Aradan uzun yıllar geçti.
Ben, Bağdat'ta “Kadı” oldum.
Bir gün Halîfe Hârun Reşîd'le birlikte yemek yiyorduk.
Sofraya, “Tereyağı”, “Fıstık” ve “Bâdem” gelince,
ben gayriihtiyârî gülümsedim.
Hârun Reşîd sordu:
“Niçin
gülüyorsun?”
Ben anlattım hâdiseyi.
O zaman Halîfe;
“Gerçekten
ne kâmil bir zâtmış ki, seneler sonrasını görüp haber vermiş” dedi.
Ben, onu tasdîk edip;
“Evet,
halkın baş gözüyle göremediğini, o büyük İmâm, gönül gözüyle görürdü” dedim.
Ve birer “Fâtiha” okuyup gönderdik mübârek rûhuna...