Evlatlarımıza ilim ve edep öğretmeliyiz...
10/03/2021 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Dinimiz, baştan başa edeptir. Edep, kulun kendisini Cenâb-ı Hakk'ın
iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır.
Evlat hakları -10-
Babanın, evlâdına karşı en mühim görevi, ona ilim ve edep öğretmek, güzel
terbiye etmektir. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Çocuğu güzel terbiye, evlâdın babasındaki haklarındandır.) [Beyheki]
Edep; güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet gibi
manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i
şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor.
Dinimiz, baştan başa edeptir. Edep, kulun kendisini Cenâb-ı Hakk'ın iradesine
tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır.
Hazret-i Ömer, “Edep, ilimden önce gelir” buyurdu. Çok
heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayâsından Resulullahın huzurunda çok
yavaş konuşurdu.
Dinimizde hayânın yeri çok mühimdir. Allahü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli
olduğuna, hayâsızlık da imanın zayıf olduğuna alâmettir. Kur'ân-ı kerimde
mealen buyuruluyor ki:
(İman edenler arasında kötülüğün, hayâsızlığın yayılmasını isteyenler ve
sevenler için, dünyada da âhirette de elim bir azap vardır.) [Nur 19]
Hayâsız kimse, zamanla küfre düşebilir. Hayâ, imanın esasındandır. Hayâsı
olan Allah’tan utandığı için günahtan çekinir. İnsanlardan utanmayan Allah’tan
da utanmaz. İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de hayâdandır. İnsanlardan
utananın, Allahü teâlâdan da utandığı anlaşılır. Çünkü hadis-i şerifte,
(Allah’tan sakınan, insanlardan da sakınır) buyuruluyor. Hayâsız insan
mürüvvetsiz olur.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâdan hayâ edin! Allah’tan hayâ eden, kötü düşünceden uzak
durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar.) [Tirmizi]
İslâm büyükleri bu hususta buyuruyorlar ki:
“Edep; konuştuğun zaman dilini korumak, yalnız kaldığın zaman kalbini
korumak, dışarıya çıktığın zaman gözünü korumak, yediğin zaman boğazını
korumak, uzattığın zaman elini korumak, yürüdüğün zaman ayağını korumak ve
bütün işlerinde vaktini korumaktır.”
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, vaazlarında; “Veledin, çocuğun, valideyni yani ana, babası üzerinde üç hakkı vardır: Doğduğunda Müslüman ismi koymak. Akıllı olunca, kitabet, yazı, ilim ve sanat öğretmek. Bâliğ, erginlik çağına ulaşınca, dini ve ahlakı güzel bir Müslüman bulup, bununla hemen evlendirmektir” buyururdu. Oğlunu ve kızını, dinin emirlerine göre yetiştirip evlendiren ana-baba, akraba ve komşular çok sevap kazanırlar.