Ehl-i sünnet itikâdı
04/06/2024 Salı Köşe yazarı R.A
Ehl-i sünnet itikâdı;
Peygamber Efendimizin ve Eshâb-ı kirâmının ve onların yolunda bulunan İslâm
âlimlerinin bildirdikleri doğru itikâd, inanıştır.
Şek
ve şüphe yoktur ki, Ehl-i sünnet i’tikâdını ortaya koyan Resûlullah
Efendimizdir (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem). Eshâb-ı kirâm
(radıyallahü anhüm), îmân bilgilerini bu kaynaktan aldılar. Tâbiîn-i ızâm
(rahmetullahi aleyhim) de, bu bilgilerini, Eshâb-ı kirâmdan öğrendiler. Daha
sonra gelenler ise, bunlardan öğrendiler. Böylece, Ehl-i sünnet bilgileri,
bizlere nakil ve tevâtür yoluyla geldi.
Şu
hâlde, özetle “Ehl-i Sünnet İ’tikâdı”: “Peygamber Efendimizin ve
Eshâb-ı kirâmının (arkadaşlarının) ve onların yolunda bulunan İslâm âlimlerinin
bildirdikleri doğru i’tikâd, inanıştır.”
Amelde
dört mezhebin İmâmları (rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn), bu mezhepte [Ehl-i
sünnet ve’l-cemâat mezhebinde] idiler. Hadîs âlimlerinin hepsi de,
Ehl-i sünnet i’tikâdında idiler. İmâm-ı Mâtürîdî ve İmâm-ı Eş’arî (rahmetullahi
aleyhimâ) da Ehl-i sünnet mezhebinde idiler. Her iki İmâm da, hep bu
mezhebi yaydılar. Sapıklara karşı ve eski Yunan felsefesinin bataklıklarına
saplanmış olan maddecilere karşı, bu tek mezhebi savundular.
Bu
iki büyük Ehl-i sünnet âliminin zamanları aynı ise de, bulundukları yerler
birbirinden ayrı ve karşılarındaki saldırganların düşünüş ve davranışları başka
başka olduğundan, savunma metotları ve tenkitleri birbirinden farklı olmuştur. Durum böyle ise de, bu
hâl, yollarının ayrı olduğunu göstermez.
İmâm-ı
Mâtürîdî’nin akâid ve fıkıhta talebesi olan İbnül-Hakîm Semerkandî, “es-Sevâdül-A’zam” isimli
kitâbında, Ehl-i Sünnet olanların 62 vasfını zikretmiştir.
En
büyük âlim ve velîlerden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (kuddise sirruh), “Müslümânların
birinci vazîfeleri, i’tikâdlarını düzeltip, Ehl-i Sünnet vel-cemâat âlimlerinin
bildirdiklerine uygun olarak inanmaktır. İkinci olarak, fıkıh
(İslâmiyet'in emir ve yasaklarla ilgili) bilgilerini öğrenip, her şeyi bu
bilgiye göre yapmaktır” buyurmuştur. [İ’tikâdnâme/el-Îmân ve’l-İslâm]
“Allahü
teâlânın bildirdiği her dîn iki kısımdır. Biri, kalb ile inanılması lâzım olan
bilgiler, diğeri beden ile veya kalb ile yapılacak ibâdet bilgileridir.
Bunlardan i’tikâd esâsları her dînde aynıdır, dînin aslı ve temelidir; dîn
ağacının gövdesidir. Amel ise, ağacın dalları ve yaprakları gibidir. Her
Müslümânın, önce i’tikâdını düzeltmesi, Ehl-i Sünnet vel-cemâat âlimlerinin
bildirdikleri gibi inanması lâzımdır. Cehennem'in ebedî azâbından kurtulanlar,
ancak bu i’tikâd üzere olanlardır.” [İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât-ı Rabbâniyye]
“Kalbe
gelen bütün mânevî ahvâli/hâlleri, keşifleri (buluşları) bize verseler, fakat
kalbimizi Ehl-i Sünnet i’tikâdı ile süslemeseler, kendimi mahvolmuş ve hâlimi
harâb bilirim. Ama bütün harâblıkları, felâketleri üzerime yığsalar,
lâkin kalbimi Ehl-i sünnet i’tikâdı ile şereflendirseler, hiç üzülmem.” [Hâce
Ubeydullah-ı Ahrâr]
“Ehl-i Sünnet i’tikâdında olmayan hiçbir kimse
evliyâ olamamıştır.” [İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât-ı Rabbâniyye]