Yapılan ibâdetin tadı, ihlâs iledir...
05/04/2023 Çarşamba Köşe yazarı V.T
İbrâhim bin Ahmed hazretleri İslâm âlimlerinden ve büyük
velîlerden olup Suriye'nin Rakka şehrinde doğdu. 953 (H.342) senesinde vefât
etti. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri öğrendi. Fıkıh ve hadîs
ilimlerinde yüksek âlim oldu. Evliyâdan olan Müslim-i Mağribî'nin sohbetlerine
devam ederek yüksek derecelere kavuştu. Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Abdullah bin
Cellâ, İbrâhim-i Kassâr, Abdullah bin Câbir'in yanında başka âlim ve velîlerin
ilim meclisleri ve sohbetlerinde bulundu.
Bir gün talebelerinden birisine elbisesinden bir parça hediye
etmişti. O talebe, sahrada yalnız başına giderken, bir arslan gördü. Arslan
hemen saldıracak gibi dikkatle baktı. Sonra yüzünü toprağa sürdü ve yavaşça
oradan ayrılıp gitti. O kimse, hocasının elbisesinden bir parçanın üzerinde
bulunduğunu, arslanın bakınca o parçayı gördüğünü hatırladı. O kumaş parçasının
sâhibi olan mübârek hocası hürmetine, arslanın kendisine saldırmadığını
anlayıp, Allahü teâlâya şükretti. Hocasına olan muhabbet ve bağlılığı, daha da
arttı...
İbrâhim bin Ahmed hazretleri sohbetlerinde buyurdu ki:
"Yapılan ibâdetin tadı, ihlâs iledir. İhlâs ile yapılan
ibâdet, kalbe, rûha rahatlık ve lezzet verir. Ucb, kendini ve amelini beğenmek
durumu olursa bu tat kalmaz."
"Bir kimse Allahü teâlânın emir ve yasaklarından birini
nefsi için yaparsa, o ameli ya kabûl olunur veya kabûl olunmaz. Ama, o ameli
yapmaya kalkarken Allah için niyet ederse, o amelin kabûl olunacağı
muhakkaktır."
"Allahü teâlânın Zümer sûresi 54. âyet-i kerîmesinde
meâlen; (Başınıza azap gelip çatmadan [tövbe edip] Rabbinize dönün. O'na
hâlis ibâdet edin, sonra kurtulamazsınız) buyurduğunu ve Allahü teâlâya
kavuşacak yolu bildiği hâlde, O'ndan başkası ile meşgûl olana çok taaccüb edip
şaşarım."
Yiyip içmenin edepleriyle ilgili olarak buyurdu ki:
"Yemekte edeb odur ki, yemek ancak zarûret olduğu zaman yenir. Her zaman
yenmez."
Diğer aklî ve naklî ilimlerde yüksek âlim olan Ebû İshâk İbrâhim bin
el-Müvelled, hadîs ilminde de yüksek idi. Peygamber efendimizin şu hadîs-i
şerîfini rivâyet etti: Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem hazret-i
Ebû Hüreyre'ye buyurdu ki: "Yâ Ebâ Hüreyre! Verâ sâhibi ol! İnsanların en
âbidi olursun. Kanâat sâhibi ol! İnsanların en çok şükredeni olursun. Kendin
için istediğini, insanlar için de iste! Kâmil mümin olursun. Sana komşu
olanlarla iyi komşuluk yap! Hakîkî Müslüman olursun. Gülmeyi azalt! Şüphesiz ki
çok gülmek kalbi öldürür."