Resûlullah'ın şeref ve fazileti -4-
10/11/2020 Salı Köşe yazarı R.A
Bir hadîs-i kudsîde buyuruldu ki: “Ben anıldıkça, habîbim sen de
benimle birlikte anılmak suretiyle şânını yükselttim.”
Malûm olduğu üzere, Muhammed aleyhisselâm, 40 yaşında iken, bütün insanlara
ve cinne Peygamber olduğu bildirildi. Cenâb-ı Hak, O’nu, kendisiyle kulları
arasında elçi olarak vazîfelendirdi. Önce Mekke-i mükerreme’de, gizli olarak,
üç sene sonra da, herkesi alenî olarak îmâna çağırmaya başladı.
Allahü teâlâya ve Resûl-i ekremine itâat etmenin Müslümânlık, karşı
gelmenin sapıklık, kâfirlik olduğu, îmân ve itâat edenlere Cennet nimetlerinin
olduğu, inkâr ve karşı gelenlere Cehennem azaplarının olduğu, bunların
Cehennemde “keşke Allah’a ve Resûlüne itâat etseydik” diyecekleri
bazı âyet-i kerîmelerde bildirilmiştir. [Ahzâb 31, 36, 66; Nûr 51-52; Fetih 17, Tevbe 71]
Kur’ân-ı kerimde, Sevgili Peygamberimizin fazileti, yüksekliği müteaddit
âyet-i kerîmelerde bildirilmiş, bir âyet-i celîlede de: “Senin şânını,
şöhretini yücelttik” [İnşirâh 4] buyurulmuştur.
Şimdi burada, onun şânının yüceltilmesi hakkındaki âyet-i kerimeye
dâir kısa bir takım malûmât vermeyi uygun görüyoruz. Bu âyetin tefsîrlerinde
deniliyor ki:
“Ezân, ikâmet, teşehhüd, hutbe gibi birçok yerde benimle beraber adını
andırmak sûretiyle şânını yücelttik.” (Celâleyn Tefsîri)
“Senin ismini doğuda, batıda, yeryüzünün her yerinde yükselttim”. (Sâvî Tefsîri)
[Batıya doğru, bir tûl derecesi gidilince, namaz vakitleri 4 dakîka
gecikiyor. Her 28 km gidişte, aynı vaktin ezânı birer dakîka sonra tekrâr
okunuyor. Böylece, yeryüzünün her yerinde, her ân ezân okunmakta, Muhammed
aleyhisselâmın ismi, Allahü teâlânın ismi ile beraber her ân, her yerde
işitilmektedir.]
“Öyle bir yükseltme, yüceltme ki, kendi ismini, Habîbinin ismi ile birlikte
zikrettirdi, anılmasını sağladı. Ona itâati, kendisine itâat olarak gösterdi.
Melekler Ona salât etti, müminlere de Ona salevât getirmeyi emretti; Onu
ismiyle değil, hep Resûlüm, Habîbim gibi güzel sıfatlarla andı.” (Beydâvî)
“Cenab-ı Hak, Resûlünün nâmını dünyâ ve âhirette de yükseltti. Hiçbir
şehâdet getiren, hiçbir namaz kılan yoktur ki şehâdet kelimesini ve
Resûlullahın mübârek adını zikretmiş olmasın.” (Katâde)
“Allahü tealâ [bir hadîs-i kudsîde de] buyurdu ki: “Ben
anıldıkça, habîbim sen de benimle birlikte anılmak suretiyle şânını
yükselttim.” [İbn-i Hibbân, Ebû Ya'lâ]
Ona pekçok mucize verilmiştir. İsrâ ve Mi’râc mucizesi ona tahsîs
kılınmış (İsrâ 1), yine bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi (Kadir
3) ona ve ümmetine tahsîs edilmiştir.
52 yaşında iken, bir gece Mekke-i mükerremeden Kuds-i şerîfe ve oradan
göklere götürülüp getirildi. Bu yolculuğuna “İsrâ ve Mi’râc” denilir.
Mi’râcda, Cennetleri, Cehennemleri ve Allahü teâlâyı gördü.
Mucize mefhûmunun geçtiği bazı sûre-i celîle isimleri ile âyet-i kerîme
numaralarını şöyle zikredebiliriz: [Bakara 243; En’âm 35-37, 109, 124;
Yûnus 20; Yûsuf 105; Ra’d 7, 27, 31, 38; İsrâ 1, 59-60; Tâhâ 133; Enbiyâ 16-17;
Ankebût 50-52; Secde 15; Ahzâb 9; Gâfir (Mü’min) 35; Şûrâ 35…..]
İnşallah öbür hafta da bu konudan bahsedelim...