Peygamberimizin yüksek şeref ve fazileti -6-
17/11/2020 Salı Köşe yazarı R.A
Allahü teâlâ Sebe sûresinde şöyle buyurmaktadır: “Biz, seni,
bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik”
Kur’ân-ı kerîm, baştan sona kadar Peygamber Efendimizin methiyle/övgüsüyle
doludur. Fetih sûresinin, “Bütün dînlerden üstün kılmak üzere,
Resûlünü hidâyet ve hak dîn ile gönderen O’dur” meâlindeki 28. âyet-i
kerîmesi de, Resûlünün en üstün olduğunu göstermektedir.
[Enbiyâ, 107]’de “Biz, seni, ancak âlemlere rahmet olarak
gönderdik” ve [Ahzâb, 21]’de “Resûlullah’ta sizin için [uyulması
gereken] güzel örnekler vardır” buyurulmuştur.
Yine Yüce Rabbimiz “Peygamber, müminlere cânlarından evlâdır,
ileridir, daha yakındır; [O, müminler nazarında kendi nefislerinden,
cânlarından daha önce gelir] O'nun hanımları da onların anneleridir…”
[Ahzâb, 6] buyuruyor.
Allahü teâlâ, O’nun hakkkında, Kalem sûresinin 4. âyet-i kerîmesinde de
meâlen “Muhakkak ki sen, büyük bir ahlâk üzeresin” buyurmuştur.
O da, “Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur.
Yine O’nun hakkında [tekrâren ifâde edelim ki] Kur’ân-ı kerîmde
meâlen “Muhakkak ki, Allah’ın Resûlünde, sizin için, üsve-i hasene=nümûne-i
imtisâl=en güzel örnek vardır” [Ahzâb, 21] buyurulmuştur.
Yine Allahü teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“(Ey inananlar!) Andolsun ki, size içinizden [kendinizden] öyle bir
Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız, ona çok ağır gelir. O, size
çok düşkün [üstünüze çokça titreyen], müminlere karşı çok
şefkatli ve gâyet merhametlidir.
(Ey Habîbim Muhammed!) Eğer yüz çevirirlerse [sana ve
söylediklerine aldırmazlarsa], onlara de ki: Allah bana yeter. O'ndan
başka ilâh yoktur. Ben, sâdece O'na güvenip dayanırım. O, yüce Arş'ın sâhibidir,
[O, büyük Arş'ın Rabbi’dir.]" (Tevbe, 128-129)
Tabîî ki bugün kendisinden bahsetmekte olduğumuz zât, alelâde bir insan,
gelişigüzel bir kimse, herhangi bir normal kişi değildir. Peygamber Efendimiz,
bütün insanların, bütün Peygamberlerin yani âlemlerin Efendisi, kâinâtın
Efendisi, iki cihânın güneşidir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Kıyâmette insanların seyyidiyim, efendisiyim.” [Buhârî, Müslim,
Tirmizî]
“Ben, bütün Peygamberlerin seyyidiyim, efendisiyim.” [Dârimî, İbnü’n-Neccâr]
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bunları
bildirirken, “Bunları övünmek için söylemiyorum, hakîkati bildiriyorum.
Hakîkati bildirmek benim vazîfemdir. Bunları söylemezsem vazîfemi yapmamış
olurum” buyuruyor.
Sebe sûresinin “Biz, seni, bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik” meâlindeki 28. âyet-i kerîmesi de, bütün insanlara Peygamber olarak geldiğini bildirmektedir. Hattâ o, cinnîlerin de Peygamberidir. Onun için “Resûlü’s-sekaleyn” diye anılır.