"Fakir olan borçluları sıkıştırma!.."
05/04/2025 Cumartesi Köşe yazarı V.T
"Kim, fakirdeki alacağını tehir eder veya bağışlarsa, Allahü teâlâ da,
kıyamet günü onu kendi himayesine alır."
Hüseyn Nakkaş Efendi Osmanlı Şafiî mezhebi
fıkıh âlimlerindendir. Tebrîz’de doğdu. Asrının âlimlerinden aklî ve naklî
ilimleri tahsil edip, fazilet, güzel ahlâk ve yüksek ilim sahibi oldu.
Bu mübarek zat, Osmanlı Sultanı İkinci Bâyezîd Hân
zamanında İstanbul’a geldi. Şeyh Muzafferüddîn Şirvânî, Mevlânâ Ya’kûb bin
Seyyid Ali gibi zâtların ilim sohbetlerinde bulunup, istifâde etti. Bir
medresede müderris olarak vazîfelendirildi. Bu medresede vazîfeli iken 964 (m.
1556) senesinde İstanbul’da vefât etti.
Hüseyn Nakkaş hazretleri, bir dersinde şunları
anlattı:
Borcunu gerçekten ödeyemeyenlere mühlet vermek
farzdır, çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamet gününün dehşetinden kurtulmak ve Allahü
teâlânın himayesine sığınmak isteyen, darda kalan borçluya mühlet versin!)
(Darda olanı feraha kavuşturan veya böyle bir kimsenin
borcunu ödeyeni, Allahü teâlâ kıyamet gününün dehşet, korku ve sıkıntılarından
kurtarır.)
(Fakir borçluya, borcunu ödemesi için kolaylık
gösterene, her gün o borç miktarı kadar sadaka sevabı yazılır.)
(Bir kimse, borcunu ödeyebileceği vakte kadar fakire
mühlet verse, günahlarından tevbe etmesi için Allahü teâlâ da ona mühlet
verir.)
(Musibetten kurtulmak, istediğine kavuşmak ve Arş'ın
gölgesine sığınmak isteyen, eli darda olanın borcunun vâdesini uzatsın veya o
borcu bağışlasın!)
(Kıyamette günahı çok bir Müslümanı hesaba çekerler. O
kimse de "Benim hiç iyiliğim yoktur. Sadece çırağıma, 'Fakir olan
borçluları sıkıştırma, ne zaman ellerine geçerse, o zaman vermelerini söyle,
bir şey isterlerse yine ver, boş çevirme!' diye söylerdim" der.
Allahü teâlâ da, o kimseyi affederek buyurur ki: Ey kulum, bugün sen fakir,
muhtaçsın. Sen dünyada benim kullarıma acıdığın gibi, bugün biz de sana
acırız.)
Borcunu veremeyen fakirleri sıkıştırmak haramdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir Müslümana Allah rızası için ödünç verene, her gün
için sadaka sevabı verilir. Fakirden alacağını çabuk istemeyene, her gün için
malın hepsini sadaka vermiş gibi sevap verilir.)
(Kim, fakirdeki alacağını tehir eder
veya bağışlarsa, Allahü teâlâ da, kıyamet günü onu kendi himayesine alır.)
