"Hiçbir şeyin rızâsını Allah rızâsından üstün tutma!..”
05/10/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Dünyâya âit olsun,
âhırete âit olsun, bütün işlerinde Allahü teâlâdan başka hiçbir şeye iltifât
etme!"
Abdülkâdir Deştûtî
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 931 (m. 1524) senesinde Mısır’da
vefât etti. Menkıbe ve güzel hâlleri pekçok olup, apaçık kerâmetler ve
hârikalar sahibi idi.
Rivâyet edilir ki,
Abdülkâdir Deştûtî hazretleri bir gün Sultan Kayıtbay ile birlikte otururken,
Deştûtî’nin elbisesine sinekler konmuştu. Latife yoluyla Sultân'a dedi ki: “Şu
sineklere söyle de, benim üzerimden gitsinler.” Kayıtbay dedi ki: “Efendim!
Sinekler benim sözümden ne anlarlar. Ben onlara nasıl anlatabilirim?” dedi.
Bunun üzerine Abdülkâdir Deştûtî hazretleri buyurdu ki: “Sen nasıl sultansın
ki, sineklere dahî sözün geçmiyor?” Yanî, bunu söylerken nükte yolu ile; “Dünyâ
sultanlığına güvenme. Bu her ne kadar yüksek görünüyor ise de, sineklerin bile
kendisine itaat etmediği bu sultanlığa sultanlık denir mi? Buna aldanıp
gurûrlanmamak lâzımdır” demek istedi. Bundan sonra; “Ey sinekler, üzerimden
ayrılınız” dedi. Bu söz üzerine sinekler üzerinden ayrılıp gittiler. Bu
hâdiseden çok ibret alan Sultan Kayıtbay, hakiki sultanların bu büyükler
olduğunu, onlara tâbi olmakla şereflenen bir çöpçünün, o büyükleri tanımak
nasîb olmayan sultanlardan kat kat daha kıymetli olduğunu daha iyi anladı.
Abdülkâdir Deştûtî
hazretleri buyurdu ki: “Dünyâya âit olsun, âhırete âit olsun, bütün işlerinde
Allahü teâlâdan başka hiçbir şeye iltifât etmemeni, O’ndan başka hiçbir şeye
güvenmemeni sana tavsiye ederim. Bütün işler, Allahü teâlânın emri ve dilemesi
ile olur. O hâlde sen, işleri takdîr edip Yaradan'a dön. O’na yönel ve O’ndan
başka hiçbir şeyin rızâsını O’nun rızâsından üstün tutma.”
“Bir kimsenin kalbinde
Allahü teâlânın heybeti, azameti, korkusu yerleşince, işlerin zorluğu,
meşakkatli olması o kimseden uzaklaşır. Yani, işler o kimseye meşakkatli ve güç
gelmez. O kimse öyle bir hâle gelir ki, bütün belâ ve sıkıntılar, ona iki
rek’at namaz kılmaktan daha ehven (kolay, hafif) gelir.”
“İnsanoğlu dünyâya
etten bir kanat ile gelir. Üstünde çeşit çeşit nimetlerin bulunduğu
yükseklikler, altta ise Cehennem ateşi vardır. İnsanoğlu bu kanadını iyi
besleyip, damarlarını iyi kuvvetlendirmeli ki, kanat zayıf olup, vazîfesini
yapamayacak hâle gelmesin ve sahibini ateşe düşürmesin.”
“Kur’ân-ı kerîmi hakikî olarak dinleyebilmenin, böylece onun manevî lezzetinden haz alabilmenin ilk mertebelerinden birisi, fâni olan mahlûkların hepsini, gözünden ve gönlünden silerek dinlemektir.”