“Hepimiz, Allahü teâlânın mülküyüz”
05/12/2022 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
“Tâûn, eski ümmetlere, azab
olarak gönderildi. Bu ümmet için şehit olmaya sebeptir.”
Sual: Bir
yakınını hele evladını kaybedenlere taziye için neler söylenebilir?
Cevap: Bu
konuda İmâmı Rabbânî hazretleri, oğlunun vefatı üzerine taziyede bulunanlara
buyuruyor ki:
“Hepimiz, Allahü teâlânın mülküyüz. Hepimiz, Onun huzuruna
gideceğiz! Başımıza gelenler, görünüşte çok yakıcı, çok acıdır. Fakat,
hakikatte ilerletici, yükseltici ilaçlardır. İlaçlar, elbette acı olur. Bu
acıların, dünyada sebep olduğu faydalar, ahirette beklediğimiz nimetlerin yüzde
biri olamaz. O hâlde evlat, Allahü teâlânın büyük bir ihsanıdır. Yaşadıkları
müddetçe, insan, çok faydalarını görür. Ölümleri de, sevap kazanmaya,
yükselmeye sebep olur. Hilyet-ül-ebrâr ismindeki kitapta deniyor ki:
“Abdullah ibni Zübeyr hazretleri halife iken, tâûn hastalığı
oldu. Bu tâûnda, Enes bin Mâlik hazretlerinin seksenüç çocuğu öldü. Kendisi,
Peygamber efendimizin hizmetçisi idi ve bereket, bolluk için duasını
almıştı. Bu tâûnda, Abdürrahman bin Ebu Bekir hazretlerinin kırk çocuğu
ölmüştü.”
İnsanların en iyisi, en kıymetlisi olan Eshâb-ı kirama böyle
yapılınca, bizler gibi günahı çok olanlar, hesaba dâhil olur mu? Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Tâûn,
eski ümmetlere, azab olarak gönderildi. Bu ümmet için şehit olmaya sebeptir.)
Doğrusu, bu vebâda ölenler, şaşılacak bir huzur, Allahü teâlâya
teveccüh içinde ölüyor. Bu bela gününde, insan, bu mübarek cemaate karışmaya
hevesleniyor. Onlarla birlikte, dünyadan ayrılıp, ahirete gitmeye özeniyor.
Tâûn belası, bu ümmete gazab, azab gibi görünmekte ise de, içyüzü rahmettir.
Meyân Şeyh Tâhir dedi ki:
Tâûn günlerinde, Lâhorda, bir kimse sesler duyduğunu ve, “Bu
günlerde ölmeyene yazıklar olsun!” dediklerini söyledi.
Evet öyledir! Bu şehitlerin hâline dikkat olunduğu zaman,
şaşılacak hâller, anlaşılamayan işler görülüyor. Böyle ikramlar, yalnız Allah
için canını feda edenlere mahsûstur.
Çok sevgili oğlumun ayrılığı, pek büyük musibet oldu. Beni yaktı. Bu kadar yakan bir elem, kimsenin başına gelmemiştir. Fakat, Allahü teâlânın, bu felaket karşısında, kalbi zayıf olan bu fakire ihsan eylediği sabır ve şükür nimeti de, en büyük ihsanlarından olmuştur. Allahü teâlânın rahmeti sonsuz, merhameti boldur. Karşılığını dünyada da, ahirette de bol bol vericidir.”