Eshâb-ı kirâmın üstünlükleri
06/04/2025 Pazar Köşe yazarı S.K
Eshab-ı kiram, insanlık içerisinde, Peygamber Efendimize sahabe olarak seçilmiş en bahtiyar kimselerdir.
Müslüman olmanın ilk şartı iman etmektir. Doğru iman
ise, Ehl-i sünnet itikadına uygun olarak inanmaya bağlıdır. Allahü teâlâ Ehl-i
sünnet itikadında olan Müslümanlardan razıdır. Ehl-i sünnet itikadında olmanın
birçok şartları vardır. Bu şartlardan biri, Peygamber Efendimize (sallallahü
aleyhi ve sellem) iman edip hayatta iken onu görmekle şereflenen Eshab-ı
kiramın (radıyallahü anhüm) hepsini sevmektir.
Tıpkı bir kumaşın, boya dolu bir kaba batırılıp
çıkarılınca o boyanın rengini alması gibi, Eshab-ı kiram da, Peygamber
Efendimizin huzurunda daha ilk sohbetinde kemale ermişlerdir. Peygamberlerden
sonra en üstün olmak derecesine kavuşmuşlar, İslamiyet’i doğru olarak
nakletmişler, hidayet yıldızları ve rehberleri olmuşlardır.
Ehl-i sünnet âlimlerinin büyüklerinden olan İmam-ı
Rabbani hazretleri “Mektubat”ının birinci cilt 59. mektubunda
buyuruyor ki:
“Ehl-i beytin ve Eshab-ı kiramın hepsini sevmek,
saymak lazımdır. Birini sevmemek, hepsini sevmemek olur. Çünkü, insanların en
iyisinin sohbeti ile şereflenmek fazileti, hepsinde vardır. Peygamber
efendimizin sohbetinde bulunmanın fazileti ise, bütün faziletlerin üstündedir.
İşte bunun için, Tâbi’inin en üstünü olan Veysel Karani, Eshab-ı kiramın en
aşağısının derecesine yetişemedi. Hiçbir üstünlük, sohbetin üstünlüğü kadar
olamaz. Çünkü, Resulullahın sohbetine kavuşanların [Eshab-ı kiramın] imanları,
sohbetin ve vahyin bereketi sayesinde, görmüş gibi kuvvetli iman olmuştur.
Sonra gelenlerden hiçbir kimsenin imanı, bu kadar yüksek olmadı.”
(Eshâb-ı kiramı sevmek, onlara bağlı olmak, onların
hayat tarzlarına imrenip onlar gibi olmaya özenmek, Allahü teâlânın en büyük
nimetidir. Hadis-i şerifte, (Kişi sevdiği ile beraberdir.) [Buhari] buyuruluyor.
Onları sevenler, onlar iledir. Cennette onların makamlarında, yakınlarındadır.) [Eshâb-ı
Kiram Kitabı, 32]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayın. Onların
şanlarına yakışmayan bir şey söylemeyin! Allah’a yemin ederim ki, bir kimse,
Uhud Dağı kadar altın sadaka verse, Eshâbımdan birinin bir avuç arpası kadar
sevap alamaz.) [Buhari, Ebu
Davud, Begavi]
(Eshâbıma dil uzatmakta Allah’tan korkun!
Benden sonra onları kötü emellerinize alet etmeyin! Onları seven, beni sevdiği
için sever. Beni sevmeyen de onları sevmez. Onları inciten beni incitmiş olur.
Beni inciten de Allahü teâlâyı incitmiş olur. Bunun da cezası gecikmeden
verilir.) [Buhari]
Eshâb-ı kirâmın temiz hayatlarını öğrenmeli, kendimize
örnek edinmeli, bu suretle Allahü teâlânın rızâsını kazanmaya çalışmalıyız.
Eshâb-ı kiram efendilerimize karşı daima edebi
gözetmeli, her birinin ismini hürmet ile ve saygı ile söylemeliyiz. Mesela
onlardan birinin adı söylenince (radıyallahü anh) [Allahü teêlâ ondan
razı olsun] demelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Eshâbım gökteki
yıldızlar gibidir. Herhangi birine uyan hidayete erer.) [Beyhekî]
