"O, benim Cennette komşumdur"
06/07/2022 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Hubeyb bin Adiy hazretlerini
(radıyallahü anh) müşrikler asmışlardı.
Cenâzesi kırk gün
darağacında asılı kaldı.
Çürüyüp kokmadı.
Hep tâze kan aktı.
Sanki gülüyordu.
Resûl aleyhisselâm,
onun cenâzesini getirmek üzere Eshâb-ı kirâmdan Zübeyr bin Avvâm ile Miktad bin
Esved'i (radıyallahü anhüma) Mekke'ye gönderdi.
İki mümtaz sahâbî:
"Başüstüne!" dediler.
Ve yola düştüler.
Bir gece vakti
Mekke'ye girdiler.
Hubeyb'i darağacından
indirdiler.
Şehit edilişinin
üzerinden çok günler geçtiği hâlde mübârek vücûdu kokmamıştı.
Taptâze duruyordu.
Deveye yüklediler.
Ve yola koyuldular.
Medîne’ye
götüreceklerdi.
Ancak durumu öğrenen
müşrikler, büyük bir kalabalık hâlinde gelip üzerlerine hücûm ettiler!
Bu iki sahâbî,
kendilerini savunmak için cenâzeyi yere koydular.
Müşriklerle
dövüştüler!
O ara, yer birden
yarıldı.
Hazret-i Hubeyb'in
cenâzesini içine aldı ve kapandı.
Onlar bu hâli görüp
hızla oradan uzaklaşarak Medîne'ye döndüler.
Resûl aleyhisselâm, Hubeyb bin Adiy için; "O, benim Cennette komşumdur" buyurdular.