İki pide, bir kelle kebabı!..

10/01/2019 Perşembe Köşe yazarı A.U

Hallâc-ı Mansur hazretleri bir gün “dört yüz” kişiyle hac yoluna çıktı.
Bir miktar yol gittiler.
Sonra çok acıktılar.
Bunu bu zâta arz edip;
“Efendim, şu anda kelle kebabı olsaydı ne güzel yerdik” dediler.
Hemen bir elini arkasına uzattı.
Ve tâze pişmiş “iki pide” ile bir “kelle kebabı” alıp verdi birine.
Sonra bir daha uzandı.
İki pide bir kelle kebabı daha alıp verdi ikinciye.
Sonra üçüncüsüne.
Sonra dördüncüsüne.
Böylece o "dört yüz” kişinin tamamına ikrâm etti bu pide ve kebaptan.
Onlar kebapları yiyip;
“Şimdi de taze hurma istiyoruz efendim” dediler.
Mübarek zât ayağa kalktı.
Ve “Öyleyse ağaç diye beni silkeleyiniz!” buyurdu.
Dediğini yaptılar.
O anda o kadar çok “taze hurma” döküldü ki, o “dört yüz” kişinin hepsi yedi de bitmedi yine...
● ● ●
Bir gün bu zâta;
“Efendim, anne babanın, çocuklarına karşı en mühim vazifesi nedir?” diye sordular.
Cevaben;
“Dînini öğretmektirZîra bir hadîs-i şerîfte; ‘Ey Eshâbım! Her biriniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Nasıl ki, çoban sürüsünden mesulse, siz de emriniz altındakileri cehennem ateşinden korumalısınız’ buyuruldu” diye nakletti.