İyi bir insan nasıl olur?
11/09/2023 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Müslümânların, mü’minlerin
vasıfları; Kur’ân-ı kerîmde de, Peygamber Efendimiz tarafından da bütün
detaylarıyla anlatılmıştır.
Kitaplarda,
“İyi bir insan” olmak için evvelâ “kâmil [yani olgun] bir
Müslümân” olmak gerekir diye yazılıdır. Zâten
Müslümân kimse, iyi insan demektir. “Müslümân”a “mü’min” de
denir. Kur'ân-ı kerîmde “el-Mü’min” ve “el-Mü’minûn” isimlerini
taşıyan iki sûre-i celîle de vardır. Müslümânların, mü’minlerin bütün
vasıfları, Kur’ân-ı kerîmde de, Peygamber Efendimiz tarafından da mufassalan
zikredilmiştir, bütün detaylarıyla anlatılmıştır. Biz bugün ve yarınki
makâlelerimizde inşâallah, bazı âyet-i kerîmelere temâs etmek, bazı hadîs-i
şerîfleri ve bazı İslâm büyüklerinin bir kısım sözlerini zikretmek istiyoruz.
Hemen şunu başta ifâde edelim ki, bir Müslümân, herkes için
hayır ister. Peygamber Efendimiz, bu konuda buyurmuştur ki: “Kendin
için sevdiğini, istediğini, başkaları için de sev, iste ki [kâmil] Müslümân
olasın.” [Harâitî]
İslâm dîninin gâyesinin, beş şeyi (yani dîni,
aklı, nesli, bedeni ve malı) korumak olduğu
bildirilmiştir. Bütün Peygamberler, ümmetlerine bildirdikleri emir ve
yasaklarda, dâimâ bu beş şeyi gözetmişlerdir. Tabîî ki bu Peygamberler, bu emir
ve yasakları, kendiliklerinden değil, Allahü teâlâ nâmına, O’nun emriyle
bildirmişlerdir. Bu beş esâsın gâyesi de, îmânı muhâfaza ederek Müslümân olarak
ölmektir. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruluyor ki: “Ancak
Müslümân olarak can veriniz!” [Âl-i İmrân, 102]
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, mü’minleri, inananları şöyle
ta’rîf buyurmaktadır:
“Rahmân
olan Allahü teâlânın kulları, yeryüzünde gönül alçaklığı ile vakâr ve tevâzu
ile yürürler. Câhiller, onlara sataşacak olursa, bunlara [sağlık
ve selâmet sizin üzerinize olsun gibi] güzel söz söyler, [büyük
bir yumuşaklık gösterirler.] Onlar geceleri secde yapar ve
kıyâmda dururlar [namaz kılarlar]… Bir şey verdikleri zaman, isrâf etmez,
cimrilik de yapmazlar, ikisi ortası bir yol tutarlar. Kimsenin hakkını yemez,
Allah’a şerîk koşmaz, O’ndan başkasına yalvarmazlar. Allah’ın dokunulmasını
harâm ettiği câna kıymaz, haksız olarak kimseyi öldürmez, zinâ etmezler… Onlar
yalan yere şâhitlik yapmaz, faydasız ve zararlı işlerden kaçınırlar.
Kendilerine âyetler okunduğu zaman, kör ve sağır davranmazlar,
[dikkat ile dinleyip bu âyetlerle kendilerine yapılması emredilen şeyleri
yaparlar.]” [Furkân,
63-73]
Mü’minler, Allah indinde çok kıymetlidirler. Kur’ân-ı kerîmde
meâlen buyuruluyor ki: “Mü’minler, öyle kimselerdir ki, Allah
anıldığı zaman kalbleri titrer, Allah’ın âyetleri okununca, îmânları
kuvvetlenir ve yalnız Rablerine dayanıp güvenirler, namazı doğru kılar,
kendilerine rızık olarak verdiğimizden [Allah’ın
râzı olduğu yerlere] harcarlar.) [Enfâl,
2-3]
“Mü’minler,
muhakkak kurtuluşa ermişlerdir. Onlar namazlarını huşû içinde kılar, boş
ve lüzûmsuz şeylerden yüz çevirir, zekâtlarını verir, iffetlerini
korur, emânet ve ahidlerine riâyet ederler…” [Mü’minûn
1-8]