Evliyâ üzülürse...
29/05/2020 Cuma Köşe yazarı A.U
Anadolu'da yetişip, Bursa'da vefât eden Açıkbaş Mahmut Efendi’yi,
bir genç üzmüştü bir gün.
Nâzik kalbini incitmişti.
Lâkin bu yaptığı, hayır getirmedi ona.
O gün yakalandı bir hastalığa.
Öyle ki, ağrıdan kıvranıyordu.
İlâç da tesir etmiyordu.
Ne yapsa, faydasızdı.
Sonra anladı hatâsını.
Bir Allah adamını üzdüğü için bu derde yakalandığını idrak etti nihâyet.
Pişmân oldu yaptığına.
Fırladı ve düştü yola.
Bu velînin hânegâhına vardı.
Özür diliyecekti kendisinden.
Ne zaman ki o buna karar verdi.
O anda, ağrısı hafifledi.
İyileştiğini hissetti açıkça.
Kapısına gelince tamâmen geçti.
Tam kapıyı çalacaktı.
Kapı, kendiliğinden açıldı.
Büyük zât gülümseyerek karşıladı onu.
“Buyur evlâdım, hoş geldin.”
“Hoşbulduk efendim” dedi.
İçeri geçip oturdular.
Mübârek zât;
“Geçmiş olsun oğlum. İnşallah bir daha böyle bir hastalığa
yakalanmazsın” buyurdu.
Ve sordu ona:
“Pişmân mısın yaptığına?”
“Hem de nasıl efendim.”
“Çok iyi. Pişmânlık tövbedir oğlum. Tövbe de büyük nîmettir. Bir daha
kimsenin kalbini kırma. Zîra kalp kırmak, Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük
günahtır” buyurdu.
Genç, öptü bu zâtın elini.
En sevdiği talebesi oldu sonunda....