Küçük günah, nasıl büyük günah olur?
04/06/2020 Perşembe Köşe yazarı S.A
Günâhı küçümsememelidir. Günâhın küçük veya büyüklüğünü düşünmeden önce
kime karşı işlendiğini hesap etmelidir.
Günahlar; Kebâir (Büyük günâhlar) ve segâir (Küçük günâhlar) diye ikiye
ayrılır. Bazı hâllerde küçük günâhlar büyük olur. Dikkat edilmezse tehlike
çanları çalıyor demektir. Bunlardan bir kısmı aşağıda yazılmıştır:
* Küçük de olsa günâh işlemekte ısrar etmek; devamlı yapmaktır: "Damlaya damlaya
göl olur" demişler. Tekrar etmeyen büyük günâhın affı, devamlı işlenen
küçük günâhın affından daha çok umulur. Bir taş üzerine çokça bir su dökülse,
taşta bir iz bırakmadan akıp gider. Aynı su damla damla taşa akıtılırsa iz
bırakır.
* Günâhı küçümsemek: İnsanlar günâhını büyük gördükçe, Allahü
teâlâ onu küçültür, küçük gördükçe de onu büyültür.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
"Mümin günâhını başı üzerinde asılı bir dağ gibi görür ve üzerine
yıkılacağından korkar. Münâfık ise onu burnuna konmuş bir sinek gibi küçük
görür, bir fiske ile uçurabileceğini zanneder."
Günâhın küçük veya büyüklüğünü düşünmeden önce kime karşı işlendiğini hesap
etmek gerekmektedir.
* İşlediği günâhını başkalarına anlatmak: Böylece aynı günâhı başkalarının
yapmasına sebep olmaktır. Dinleyenlerin böyle bir günâhı yapmaya niyetleri
olmadığı hâlde onları teşvik etmek, aynı günâhı yapmış olmak demektir. Bir işe
sebep olmak onu yapmak demektir. İyi ise iyi, kötü ise kötüdür.
* Örnek alınan, halk arasında itibar gören kişilerin işlediği günâhlar,
küçük de olsa büyüktür: İlim sahibi, hacı ve yaşlı insanlar
diğerlerinin dikkatle takip ettikleri kişilerdir. Onlardan meydana gelen
günâhları başkaları rahatlıkla yapar. Hatta daha büyüğünü işlemekte bir mahzur
görmez. "O böyle yapıyorsa, ben neden yapmayayım, kötü olsaydı böyle
kıymetli insan onu yapmazdı" diyerek umursamadan, üzüntü duymadan günâh
bataklığına batar.
* Allahü teâlânın azabından emin olmaktır: "Rabbim bana azap
vermez, cennetinde bana yer mi yoktur!" diyerek günâh işlemeye devam
etmektir. Cehenneminde de yer çoktur. Fakat onu düşünmez.
* Allahü teâlânın rahmetinden ümit kesmektir: "O kadar çok
günâh işledim ki kurtulmam mümkün değildir!" demek başlı başına büyük
günâhtır. Mümine yakışan "Havf ve Reca" ile
yaşamaktır. Günâhı ne kadar çok olursa olsun Rabbinin mağfiretinden ümit
kesmemek ve azabından da emin olmamaktır.
Hazreti Ali radıyallahü anh çok günâh işleyip de ümidini kaybeden bir
adamla karşılaşır. Ona sorar;
-Niçin böyle çöllerde deli gibi dolaşıyorsun? O da, çok günâhkar olduğunu
affedilemeyeceğini anlatır. Bunun üzerine Hazreti Ali "radıyallahü
anh" ona şöyle cevap verir:
-Senin günâhın ne kadar çok olsa da Rabbimizin rahmetinden daha çok olamaz!..