Ölülere en büyük hediye!..
03/06/2020 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
"Allahü teâlâ, yaşayanların duaları sebebi ile, ölülere dağlar gibi
çok rahmet verir. Onlara en büyük hediye, dua etmektir."
Sabır, dua ve istiğfâr -4-
İmam-ı Rabbânî Ahmed Fâruk-ı Serhendî hazretleri buyuruyor
ki: Kul için, sâhibinin işinden razı olmaktan başka çare yoktur.
İnsan, bu dünyada kalmak için yaratılmadı. Dünyada iş yapmak, çalışmak için
yaratıldık. Çalışmalıyız! Çalışıp da, kazanıp da ölen bir kimse için korkacak
bir şey yoktur. Hatta, böyle ölmek, bir devlet ele geçirmektir. Ölüm bir köprü
gibidir. Sevgiliyi sevgiliye kavuşturur. Ölmek, felâket değildir. Öldükten
sonra başına gelecekleri bilmemek felâkettir.
Ölülere de, dua ile, istiğfâr etmekle, onun için sadaka vermekle yardım
etmek, imdatlarına yetişmek lâzımdır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”
buyurdu ki: (Ölünün mezardaki hâli, imdât diye bağıran, denize düşmüş
kimseye benzer. Boğulmak üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini
beklediği gibi, meyyit de, babasından, anasından, kardeşinden, arkadaşından
gelecek bir duayı gözler. Kendisine bir dua gelince, dünyanın hepsi kendine
verilmiş gibi sevinmekten daha çok sevinir. Allahü teâlâ, yaşayanların duaları
sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir. Dirilerin de ölülere
hediyesi, onlar için dua ve istiğfâr etmektir.) [Mektûbât-ı Rabbânî
1/104]
Dua, istemek demektir. Aç bir adamın, iştahlı olduğu bir zamanda yiyecek
istemesi gibidir. İman ile ölenlere hatm-i tehlîl yapmak, yani
yetmiş bin Kelime-i tevhîd okuyup, sevâbını rûhuna hediye etmek çok
faydalıdır. (Makâmât-i Mazheriyye)de diyor ki:
“Hadîs-i şerîfte, (Bir kimse, kendisi için veya başkası için yetmiş
bin adet [Kelime-i tevhîd] okursa, günahları affolur) buyuruldu... Mazher-i
Cân-ı Cânân “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz”
hazretleri; hayattayken kötü yola düşmüş bir kadının kabri yanına
oturmuştu. Kabre teveccüh eyledi. Yani hatırına başka hiçbir şey getirmeyip;
yalnız onu düşündü. Bu mezarda Cehennem ateşi var. Kadının îmanlı olmasında
şüphe ediyorum. Rûhuna (Hatm-i tehlîl) sevâbı bağışlayacağım.
İmanı varsa, affolur buyurdu. Hatm-i tehlîlin sevâbını bağışladıktan sonra,
elhamdülillah îmanı varmış, Kelime-i tayyibe tesîrini gösterip azâbdan kurtuldu
buyurdu.
(Menâhic-ül-ibâd)da diyor ki: (Yetmiş bin Kelime-i tevhîdi bir kimse veya birkaç
kimse okur.) (Mekâtîb-i şerîfe)’nin yüzyirminci
mektûbunda, (Hatm-i tehlîlin dirilere de faydası çoktur) buyurmakdadır.
[S. Ebediyye s.1018]
(Miftâh-un-necât) da yazılı hadîs-i şerîfte, (Bir kimse, müminler için, her gün
yirmibeş kerre, istiğfâr okursa, Allahü teâlâ, bu kimsenin kalbinden gıl ve
hasedi çıkarır. İsmi, Ebdâl isimleri arasına yazılır. Ona, bütün müminler
adedince, sevap yazılır. Kıyamet günü, bütün müminler: Yâ Rabbî, bu kulun bizim
için, istiğfâr okurdu. Sen de onu affeyle! derler) buyuruldu. [Gıl,
hîle demektir. Ebdâl, evliyâdan bir sınıfın ismidir.]
İşte bunun için her gün (Allahümmağfir lî ve li-vâlideyye ve lil-mü’minîne vel-mü’minât vel-müslimîne vel-müslimât el-ahyâ-i minhüm vel-emvât bi-rahmetike yâ Erhamerrâhimîn) okumalıdır. [S.Ebediyye s.1057]