"Tövbe nasıl olur bilir misin ey oğul?"
11/09/2023 Pazartesi Köşe yazarı V.T
"Ey oğlum, tövbe etmek
istersen, bu hususta lâubâli olma. Tövbeyi oyuncak sanma!.."
Seyyid İbrâhim Desûkî hazretleri evliyânın büyüklerindendir.
1235 (H.633) senesinde Desûk köyünde doğdu. 1277 (H.676) târihinde vefât etti.
Necmüddîn Mahmûd İsfehânî'den ve Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî hazretlerinden ilim
öğrendi ve feyizlerinden istifâde etti. Abdüsselâm bin Meşiş hazretlerinin
rûhâniyetinden istifâde ettiği gibi, Peygamber efendimizin rûhâniyetlerinden de
vâsıtasız olarak feyiz aldı.
Hikmetli sözleri pek çoktur. Oğlu kendisinden nasîhat isteyince;
"Ey gözümün nûru evlâdım. Önce içindeki nefis denilen ejderi öldür! Yüzünü
toprağa sür! Hatâ ve isyânını kabûl ve îtirâf et ve işlediğin hatâ dolu
ibâdetlerinin yüzüne çarpılmasından kork!" buyurdu.
Sevdiklerine kalp temizliğinin önemini anlatırdı. Bu hususta;
"Allahü teâlâ, kullarının kalbine nazar eder. O hâlde ey insanlar!
Kalplerinizi çok temiz tutunuz! Onu cilâlandırınız! Güzel ve parlak ediniz!
Orada yalnız ihlâs ve doğruluk bulunsun!" buyururdu.
Talebesi olmak isteyen birine; "Ey oğlum, tövbe etmek
istersen, bu hususta lâubâli olma. Tövbeyi oyuncak sanma, yalnız dil ile 'Tövbe
ettim yâ Rabbî!' demek yetmez, hem dil ile tövbe etmeli, hem de haramları
ve yasak olan şeyleri yapmamalıdır. Tövbe nasıl olur bilir misin? Kulun,
kalbini Allah'tan başka bir şey ile meşgûl etmemesi, tövbe etmesi ile olur. Bu
hâsıl olursa, tövbe makbuldür" buyurdu.
"Ey talebelerim! Bizim yolumuzun esâsı, zarûrî olan ile
yetinmektir. Sonsuz saâdeti arzu ediyorsanız, Allahü teâlâdan başkasına
muhtaç olmamayı beğeniniz." Yine talebelerine buyurdu
ki: "Hak teâlâ neyi emir buyurmuşsa onu işlemenizi, neden nehyetmişse
yasak etmişse ondan kaçınmanızı istiyorum."
“İlim, kulluğun gerçek mânâsını anlamak ve Hakk'a tam kulluk
etmek içindir."
"Gıybet; yalancıların meyvesi, fâsıkların ziyâfeti,
kadınların sakızıdır."
Kendisine Allahü teâlânın sevdiği kimselerden sorulduğunda;
"Cenâb-ı Hakk şu kimseleri sever: İffetli ve kalbi temiz olanı, elini
fenâlıktan menedeni, dilini gıybetten ve lüzumsuz sözden koruyanı, edep yerine
sâhib olanı, iyilik, ikrâm ve ihsâna koşanı, dâimâ Allahü teâlâyı hatırlayanı,
affetmeyi seveni" buyurdu.
Hoca hakkı sorulduğunda ise; "Talebe, hocasından müsâade
almadan konuşmamalıdır. Eğer hocası orada hazır değilse, manevî olarak ondan
izin istemelidir. Zîrâ her bakımdan rehberi olan hocası, talebesinin bu gibi
şeylere riâyet ettiğini gördüğünde onu çok sever, kısa zamanda hedefe
ulaştırır" buyurdu.