Adâlet, herkese lâzım olan bir sıfattır...
12/01/2020 Pazar Köşe yazarı V.T
Adâlet, her şeyi lâyık olduğu yere koymak, lâyık olduğu yere ulaştırmaktır.
Muhammed bin Ahmed el-Hâlidî hazretleri Şâfiî fıkıh âlimidir.
"İbnü'l-Cevherî" diye meşhur oldu. 1151'de (m. 1738) Kahire'de doğdu.
El-Ezher’de fıkıh tahsilini tamamladı. Mekke’de Seyyid Abdullah el-Mîrganî ile
görüşerek ondan faydalandı. Tahsilini tamamladıktan sonra Kahire’de Eşrefiyye
Medresesi’nde müderris oldu ve çok talebe yetiştirdi. 1215'te (m. 1801)
vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Adâlet, her şeyi lâyık olduğu yere koymak, lâyık olduğu yere ulaştırmaktır.
Adâlet öyle bir şeydir ki, kalpler ona ısınır, onu kabul eder, onunla rahat
olur, onunla huzur bulurlar. Nisa sûresi 135. âyet-i kerîmesinde meâlen
buyuruldu ki: “Ey müminler! Hak üzere durup, adâleti yerine getirmeye
çalışan hâkimler ve Allah için doğru söyleyen şâhidler olun...”
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Allahü teâlâ katında kadri en büyük olan, adâletli devlet başkanıdır.”
“Rabbim bana, gizlide ve açıkta ihlâsı, rızâ ve gadap hâlinde adâleti,
zenginlik ve fakirlikte iktisâdı tavsiye buyurdu. Din, adâletle kuvvet bulur,
insanlar huzur içinde olur. Memleketler mamûr olur. İnsanların hâlleri ıslâh
olur. Yardımlaşma çok olur. Yollarda korku bulunmaz. Ticâret gelişir. Rızıklar
bollaşır. Umûmî ve husûsi emniyet meydana gelir. Zulümden daha süratli bir
şekilde umûmi ahvâli bozan bir şey yoktur. Yakın çevresinde âdil olan
idârecinin, uzak çevresinde de durumu iyi olur. Bunun için; (Zamanın en
faziletlisi âdil idârecilerin zamanıdır) denilmiştir.
İdarecilerin en hayırlısı, sabırlı olan, adâleti tercih eden, hakkı kabul
eden, insanların faydasına olan şeyler için canla başla çalışandır. Âdil bir
idâreci, ilme hürmet, âlime ikram eder. Nasihati kabul eder. Tekebbürden uzak,
tevâzu üzeredir. Cimrilik göstermez. İdârecilik emânetini yerinde ve doğru
olarak kullanır. İnsanlara karşı merhametlidir. Kötü kimseleri insanlara
musallat etmez. Hikmet sahipleri, insanların en üstününün; hükümlerinde
adâletli, ihsânı çok ve sözünde hikmet bulunan kimse olduğunu söylemişlerdir.
Adâlet, sâdece idârecilere, devlet başkanlarına mahsus bir şey değildir.
Bilakis adâlet, herkese, her zaman lâzım olan bir sıfattır. Çünkü insan,
çoluk-çocuğu, malı, akrabaları, komşuları, arkadaşları ve görüştüğü kimseler
hakkında, yaptığı işlerde, alışverişinde, hâsılı bütün işlerinde adâleti
gözetmesi lâzımdır."