İbâdetlerde kamerî aylar esâs alınır...
16/01/2024 Salı Köşe yazarı R.A
İslâmiyette, güneş yılının ayları içinde sayılı herhangi bir mübârek gün
yoktur. Doğum günü ve mübârek geceler, hep hicrî yıl ile kutlanır.
31 Aralık 2023 (19 Cemâzil-âhır 1445) Pazar günü ömrümüzden
bir mîlâdî sene daha gitti. Ölüme, kabre, âhırete biraz daha yaklaşmış olduk.
Hicrî-kamerî senenin de ilk 6 ayı 5 gün evvel bitmiş oldu. Hicrî senenin
ayları: Muharrem el-harâm, Safer el-hayr, Rebîul-evvel, Rebîul-âhır,
Cemâzil-evvel, Cemâzil-âhır, Recebül-ferd, Şa’bânül-muazzam, Ramazânül-mübârek,
Şevvâl eş-Şerîf, Zil-ka’de ve Zil-hicce aylarıdır...
Ma’lûm olduğu üzere, İslâmiyette, güneş yılının ayları içinde sayılı
herhangi bir mübârek gün yoktur. Burada şunu ifâde etmeden geçmeyelim: Aslında
doğum günü ve mübârek geceler, hep hicrî yıl ile kutlanır. Bütün ibâdetlerde ve
dînî faâliyetlerde hicrî-kamerî aylar esâs alınır. Oruç, hac, kurbân ve
bayram günleri, hep hicrî-kamerî aylara göre tesbît edilir. Haccı,
Allahü teâlânın bildirdiği Zilhicce ayında yapmayıp da, mîlâdî bir ayda, meselâ
ocakta yapmak; orucu, Ramazân ayında değil de, şubâtta veya martta tutmak; Cuma
namazını cuma günü değil de pazar günü kılmak dîni değiştirmek olur. O şekilde
yapılan ibâdetlerin hiçbirisi sahîh olmaz.
Bu vesîleyle ifâde edelim ki, Muharrem ayının birinci gecesi,
Müslümânların hicrî-kamerî yılbaşı gecesidir. Muharrem ayının 1.
günü de, Müslümânların yeni yılının, ilk günüdür...
Malûm olduğu üzere takvîmlerin, “Hicrî (Kamerî ve Şemsî)”,
“Mîlâdî”, “Mâlî”, “Rûmî” gibi çeşitleri vardır. Ayın, dünya etrâfında
12 defa dönmesiyle bir “kamerî sene” meydâna gelir ve 354
gündür; dünyânın güneş etrâfında 1 defa dönmesiyle de bir “şemsî=mîlâdî
sene” oluşur, o da 365 gündür.
Mîlâdî senede, Hazret-i Îsâ aleyhis-selâmın doğduğu zannedilen
târih, yılbaşı kabûl edilmiş; hicrî takvîmde ise, Peygamber
Efendimizin hicreti, sene başı kabûl edilmiştir.
Hicret, lügatte göç etmek, bir memleketten başka bir memlekete gitmek
mânâsınadır. Hemen hemen bütün Peygamberler, dînin emirlerini yerine getirmek
ve yaymak için hicret etmişlerdir. Bunlardan Hazret-i İbrâhîm, Hazret-i
Mûsâ, Hazret-i Lût ve Hazret-i Îsâ'nın (aleyhimüs-selâm) hicretleri
meşhûrdur.
Ayrıca Eshâb-ı Kehf'in de Allah yolunda yaptıkları hicret,
Kur'ân-ı kerîmde bildirilmektedir. Eshâb-ı kirâm da, Medîne-i
münevvere'ye hicretten önce, iki defâ Habeşistân'a hicret etmişlerdir.
Târihte, özellikle İslâm târihinde; sebep, mâhiyet ve netîceleri
îtibârıyla en mühim hicret, Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhisselâmın,
İslâm dînine inanan Eshâb-ı kirâmıyla beraber, Mekke-i Mükerreme'den
Medîne-i Münevvere'ye yaptıkları hicrettir. Bu büyük hâdiseye,
sadece “Hicret” veya “Hicret-i Nebeviyye” denir
ve hicrî takvîmin başlangıcıdır. Bu “Hicret”, hem İslâm târihinin, hem
de cihân târihinin en mühim hâdiselerinin başlarında gelir.