Evinden hiç misâfir eksik olmayan zat...
13/12/2022 Salı Köşe yazarı V.T
Celâleddîn Pirânî hazretlerinin
evinden misâfir eksik olmazdı. Gelenler için nefis yemekler hazırlardı.
Celâleddîn Pirânî hazretleri evliyanın meşhurlarındandır.
Horasan’da Pirân’da yaşadı. 1457 (H.862) senesinde vefât etti. Tasavvufta
üveysî idi. Peygamber efendimizin rûhâniyetinden feyz alırdı. Kendisi şöyle
demiştir:
"Her ne zaman bir zorlukla karşılaşsam veya bir sıkıntıya
düşsem, Peygamber efendimizin rûhâniyeti vâsıtasız olarak beni, sıkıntıdan
kurtarır."
Evinden misâfir eksik olmazdı. Misâfirleri için nefis yemekler
hazırlardı. Hâlbuki bağından ve tarlasından az bir mahsul elde ederdi. Her ne
zaman şehirden kendisine misâfir olmak için yola çıkan olsa, bunu kerâmetiyle
bilir, gelecek olanların sayısına göre nefis yemekler hazırlatırdı.
Mevlânâ Câmî hazretleri şöyle anlatmıştır: Bir gün bir cemâatle
Celâleddîn Ebû Yezîd Pürânî'yi ziyârete gittik. O sıra üzüm zamânı idi. Bizi
üzüm yememiz için bağına bıraktı. Kendisi gitti. Biz bağı gezdik ve dilediğimiz
şekilde üzüm yedik. Aramızdan biri birkaç salkım üzümü götürmek için yanına
aldı. Bir başkası üzümü alan kimseye götürmeye izin vermemiştir, dedi. Bu
sırada bir başka zât bu hususla ilgili olarak şöyle anlattı:
Bir zâta bir grup misâfir gelmişti. Misâfirlerden biri
teberrüken sofradan bir şeyi yanına almıştı. Hizmetçi sofrayı kaldırınca, o
âlim hizmetçiye niçin sofradan bir şeyin alınmasına mâni olmadın diye sorup,
alınan şeyin tekrar sofraya bırakılmasını istedi. Hizmetçi de o şeyi sofraya
geri bırakmasını ricâ edince, alan kimse bıraktı... Aramızdaki zât bunu
anlattıktan sonra, Celâleddîn Ebû Yezîd hazretleri yanımıza geldi. Bizi yanına
çağırıp yemek yedirdi. Yemekten sonra müsaade alıpgideceğimiz sırada kapının
önüne durup; "Her kime bağa girmeye izin verilmişse, bu izin, yemeye ve
götürmeye izindir. O sofrasından alınanı geri bıraktıran zât iyi etmemiştir.
Şâyet baştan buna izin vermemiş ise, alınan şeyi sonradan helal edip almaması
iyi olurdu, dedi." Kerâmetiyle hâdiseye ve konuşulanlara vâkıf oldu...
Bir defâsında da yine bir grup misâfir onu ziyârete gitmişti.
İçlerinden biri hatırından şöyle geçirmişti:
"Eğer bu zât evliyâ ve kerâmet sâhibi ise, bana bir miktar
kişniş verir."
Evine vardıklarında o kimseyi çağırıp bir müddet beklemesini söyledi. Evine girip bir miktar üzüm getirdi. Ona verip, "kusura bakma bizim bağlarımızda kişniş olmaz!" dedi.