Mürşid-i kâmillerin alametleri hakkında...
22/02/2021 Pazartesi Köşe yazarı V.T
''Sevdiklerimi [evliyamı] halkın içinde saklarım, herkes tanıyamaz.''
Topbaşzâde Ahmed Kudsi Efendi son devir İslam âlimlerindendir. 1819’da
Konya'nın Kadınhanı ilçesinde doğdu. Mevlâna Hâlid-i Bağdadî hazretlerinin
halifelerinden Bozkırlı Memiş Efendi'nin halka-i tedrisine katılarak,
Nakşibendî-Hâlidî icazeti aldı ve halifesi olmakla şereflendi. 1889’da Konya'da
vefat etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
Allahü teâlâ, (Sevdiklerimi [evliyamı] halkın içinde saklarım, herkes
tanıyamaz) buyuruyor. Onları tanıyan kimseler az da olsa vardır. Evliyanın
vasıflarından bazıları şöyle bildirilmiştir:
1- Evliyanın kerameti olur. Gaybı yalnız evliya değil, melekler ve hatta
Peygamberler bile bilmez. Ancak Allahü teâlâ, dilerse, herhangi bir kuluna da
bildirir. Peygamber efendimizin gaybı bildiren çok mucizesi vardır. Evliyanın
da gaybı bildiren çok kerametleri görülmüştür.
2- Evliyayı gören kimsenin gönlü ona mail olur. Evliyanın her sözü, her
hareketi İslam’a uygundur. Yanında bulunan kimselerin kalblerinde Allah korkusu
ve Allah sevgisi hâsıl olur. Başka şeylerden soğur. Evliya, ölü kalbleri
diriltir. Kalblerdeki pası temizler. Onun yanında duranın günah işleme arzusu
yok olmaya başlar.
3- İtikadında bozukluk olan evliya olamaz. Amelde ve itikadda bid’atin
zulmeti, evliyalık nurunun kalbe girmesine mâni olur. Kalb, bid’atlerden
temizlenmedikçe ve doğru itikad ile süslenmedikçe, hakikat güneşinin ışıkları
oraya giremez.
4- Evliya bütün kötü huylardan uzaktır. İyi huylarla süslenmiştir.
Kendisine zulmedeni affeder, darılana iyilik ve ihsanda bulunur. Onda mal,
mevki ve şöhret hırsı bulunmaz. Övülmeyi sevmez. Yerilmekten korkmaz. Tevazu
sahibidir. Kendisini kimseden üstün görmez. Hiç kimseyi aşağılamaz. İlim
sahibidir, ihlâsla amel eder. Kimsenin zararını istemez. Herkese merhamet eder,
acır. İnsanların saadeti için çalışır. Sözünde durur. Emanete riayet eder.
Kimseye hıyanet etmez. Suizan, gıybet ve fitneden kaçar. Haklı olsa da münakaşa
etmez. Belalara, sıkıntılara göğüs gerer. Nimetlere şükreder. Ehline danışarak
iş yapar. Günah işlemekten ve bilhassa imansız gitmekten çok korkar. Çok istigfar
eder.
Eskiden Abdülkadir-i Geylani, imam-ı Rabbani ve Ahmed Rıfai hazretleri gibi
mürşid-i kâmil olan evliya var idi. Evliya oldukları bazı vasıfları ile
bilinirdi. Allahü teâlânın sevgisine kavuşmuş olana evliya denir. Başkalarının
da kavuşmalarına vasıta olana mürşid denir. Mürşid-i kâmilin, yani rehberlik
eden evliyanın alameti, itikadının düzgün olması ve İslam ahkâmına tam
uymasıdır. Sözleri, hareketleri İslam ahkâmına uygun olmayan zat, havada uçsa
da, rehber olamaz.