Dünya sultanlığından "Gönül Sultanlığı"na
19/02/2021 Cuma Köşe yazarı A.D
Bugün, büyük âlim ve velîlerden İbrâhim Edhem hazretlerinin vefat yıl
dönümüdür. Bu mübarek zat, Belh Sultanıdır. Hazreti Ömer'in
neslindendir. H. 96 senesinde doğdu, h. 162 [m. 779] senesinde vefât
etti...
İbrahim Edhem, bir gece kuş tüyü yatakta yatarken, sarayın damından
ayak sesleri işitti. Sinirlenmişti;
-Kim bu saatte o damdaki?.. Ne arıyorsun orada be adam? diye seslendi.
-Devemi kaybettim, onu arıyorum, diye cevap geldi.
Hükümdar, iyice kızmıştı:
-Behey şaşkın! Damda deve mi olur! diye haykırdı. Damdaki, dedi ki:
-Ey hükümdar! Damda deve aranmaz da, atlas yataklarda Cennet aranır mı?
Bu söz çok tesir etmişti... Sabah vezirleriyle görüşürken aklı fikri
gece olan bu olayda idi...
Bu sırada bahçeden sesler gelmeye başladı. Pencereden bakınca, iri yarı bir
gencin saray muhafızları ile tartıştığını gördü. Seslenerek onları içeri
çağırdı. Delikanlıya ne istediğini sorunca;
-Ben hana girmek istiyorum, bunlar bırakmıyor, dedi.
-İyi ama burası han değil ki, saraydır, ben de padişahım dedi. Genç itiraz
etti:
-Hayır burası bir han, dedi.
-Peki nasıl han oluyor?
-Senden önce burada kim vardı?
-Babam vardı.
-Ne oldu ona?
-Göçtü gitti.
-Ondan önce?
-Dedem vardı.
-Ona ne oldu?
-O da göçüp gitti.
-Peki, birinin konup birinin göçtüğü yere han denmez de ne denir?!.
Genç bunları söyleyip, çekip gitti... Gece damdaki adamın sözleri ve şimdi
de bu gencin sözleri hükümdarı düşüncelere sevk etmişti... Biraz ferahlamak
istiyordu... Av elbiselerini giyinip, kırlara doğru sürdü atını... Bir
ceylan gördü. Birkaç saat bununla uğraştı. Sonunda öyle bir yere sıkıştırdı ki,
artık hayvanın kaçacağı yer kalmamıştı. Kendi kendine; "Beni çok yordun,
şimdi ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın elimden?" diye söylendi. O anda
ceylan, Allahü teâlânın izniyle dile gelip; "Başka işin yok
mu? Ne istiyorsun benden, beni öldürmek için mi
yaratıldın? Asıl vazifeni yapsana sen" dedi.
Hayretler içinde kalan İbrahim Edhem, okunu yayını atıp hemen tövbe etti.
Sultanlığı da bıraktı, bir daha memleketine dönmedi. Gitti, İslam âlimlerine
talebe oldu, senelerce ilimle uğraştı. Sonunda "İbrahim Edhem
Hazretleri" oldu. Artık o bir "Gönül Sultanı"ydı...