Allah'ın ve Peygamberinin düşmanlarını sevenler!..
14/02/2022 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Allahü
teâlâ, sevgili Peygamberine kâfirleri ve münâfıkları sevmemeyi, çalışıp,
onlardan üstün olmayı emrediyor...
Mehmed Nuri Efendi
Rufaî şeyhlerindendir. Fatih Camii'nde ilim tahsilinden sonra Sultan III.
Selim’in şehzade ve sultanlarının muallimliğine tâyin edildi. Bu sırada Rufaî
şeyhlerinden Karasarıklı İbrahim Efendiye intisab ederek sülûkünü tamamlayıp
Nasuh Baba dergâhı şeyhliğine tâyin olundu. 1273 (m. 1856)’de vefat etti.
“Terbiyet'üt Talibin” isimli eserinde şöyle anlatır:
Kalbde îman
bulunduğuna alâmet, küfürden teberrî etmek, kaçınmaktır ve kâfirlikten,
kâfirlere mahsûs olan şeylerden meselâ beline zünnâr bağlamak ve bunun gibi,
kâfirlik alâmeti olan şeyleri kullanmaktan sakınmaktır. Küfürden teberrî demek,
Allahü teâlânın düşmanlarını sevmemektir. Kâfirler, kuvvetli, hâkim olup da,
zararlarından korkulduğu zaman, kalbi ile sevmemek, korku olmadığı zaman, hem
kalb, hem de her vâsıta ile karşı koymak lâzımdır. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı
kerimde sevgili Peygamberine kâfirleri ve münâfıkları sevmemeği, çalışıp,
onlardan üstün olmağı emrediyor. Çünkü, Allahü teâlânın ve Peygamberinin
düşmanlarından uzak olmadıkça O ve Resûlü sevilmiş olmaz ve seviyorum demek
doğru olmaz.
Bir kimse, îmanım var
dese, fakat küfürden teberrî etmese, hem Müslümanlığa, hem de dinsizliğe
inanmış, iki dinli olmuş olur ki, bunlara (Mürted) denir. Bunlara münâfık gözü
ile bakmak lâzımdır. Kalbde îman bulunması için, küfürden teberrî, elbette
lâzımdır. Bu teberrînin en aşağı derecesi kalb ile teberrîdir. En yüksek, en
iyi derecesi de, hem kalb ile, hem kalıp ile olmaktır. Yâni, kalbdeki ayrılığı
söz ile, hareket ile belli etmektir.
İbrâhîm aleyhisselâmın
bu kadar büyük olması ve bütün insanlar arasında, ikinciliği kazanması ve
Peygamberler babası olmakla şereflenmesi, hep Allahü teâlânın düşmanlarından
teberrî etmesi sebebi ile idi. Allahü teâlâ, (Mümtehine) sûresinde
meâlen;
(Ey müminler! İbrâhîm aleyhisselâmın gösterdiği güzel yolda yürüyünüz! Yâni siz de, onun gibi ve onunla berâber bulunan müminler gibi olunuz! Onlar, kâfirlere dedi ki: Bizden sevgi beklemeyiniz! Çünkü siz, Allahü teâlâyı dinlemeyip başkalarına tapıyorsunuz. O taptıklarınızı da sevmiyoruz. Sizin uydurma dîninize inanmıyoruz. Bu ayrılık, aramızda düşmanlığa sebep oldu. Siz, Allahü teâlânın, bir olduğuna inanmadıkça ve emirlerini kabûl etmedikçe bu ayrılık, kalbimizden silinmeyecek, her şekilde kendini gösterecektir) buyuruyor.