“Bu hususlara karışmak bize uygun değildir!..”
29/12/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Her gün yüzlerce insan
vebadan ölüyordu. Halk, Aziz Mahmud Hüdayî hazretlerine başvurdu.
Mehmed Muizzüddin
Efendi Celvetî şeyhlerindendir. Aziz Mahmud Hüdayî hazretlerinin sohbetlerinde
kemale erdi ve halifelerinden oldu. “Terceme-i Camiu'l-Fezail li Hazreti Pîr
Aziz Mahmud Hüdayî” isimli eserinde, hocasını anlatır. Bu kitabında şöyle
nakleder:
Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin
zamanında İstanbul’da veba salgını olmuştu. Öyle ki, her gün yüzlerce insan
vebadan ölüyordu. Her evi üzüntüye boğan bu âfet karşısında halk toplanıp Azîz
Mahmûd’a başvurdular. Duâ edip, salgından kurtulabilmeleri için talepte
bulundular. Fakat Mahmûd Hüdâyî; “Bu gibi hususlara karışmak bize uygun
değildir” buyurduysa da, halk duâ etmesi için ısrar ettiler. Onların bu ısrarına
dayanamayan Azîz Mahmûd hazretleri “Karacaahmed Mezarlığına gidiniz. Bir
servi ağacının altında, sâdece hasırı bulunan bir yaşlı kimse oturur. İsmine
Hasırpûş Dede derler. Onu bulunuz ve derdinizi anlatınız. Şayet reddederse,
bizim gönderdiğimizi söyleyiniz” dedi...
Herkes sevinç içinde
Karacaahmed Mezarlığına gitti. Hasırpûş Dede’yi bulup durumu anlattılar.
Hasırpûş Dede önce kabul etmedi, Mahmûd Hüdâyî’nin gönderdiğini öğrenince
derhâl ayağa kalkarak ellerini açtı ve duâ etti. Gelenlere dönerek; “Bugün bir
kimsenin daha cenâze namazı kılınsın da, sonra veba salgını dursun” dedi.
O günden sonra veba salgınından ölen olmadı. Zengin bir kimse, Mahmûd
Hüdâyî’nin üstünlüğünü görmek, anlamak için huzûruna gitti. Hiç kimseye
göstermeden, Mahmûd Hüdâyî’nin seccadesinin yanına elindeki altın dolu keseyi
bıraktı. Ayrılmak için izin isteyince, Mahmûd Hüdâyî; “Bırakmış olduğunuz
altınlar ile, hem dünyâ hem de âhıret mamur edilebilir. Altın velîye de deliye
de lâzımdır. Onun için bu altınları, hayır yoluna sarf etmek üzere kabulünde
bir mahzur görmüyor, reddetmeyi uygun bulmuyorum” deyince, o zengin; “Efendim
kalbimde gizlediğim şeyleri aynen ifâde ettiniz” dedi ve Azîz Mahmûd Hüdâyî’ye
muhabbeti ve hürmeti artmış olarak huzurdan ayrıldı.
Sultan Ahmed Hân, bazı devlet erkânıyla gezmeye çıktılar. Ormanlık bir yerde istirahat ederlerken hizmetçiler bir koyun kesip, kızarttılar. Pâdişâha ikram ettiler. Sultan Ahmed Hân besmele çekerek elini ete uzattığı an, Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretleri orada beliriverdi. Pâdişâha; “Sultânım! Sakın yemeyiniz, o et zehirlidir” buyurdu. Etten bir miktar kesip, oradaki bir köpeğe verdiklerinde, köpeğin derhâl öldüğü görüldü.