Kur’ân-ı kerimde üç kısım ahkâm vardır
17/02/2025 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Kur’ân-ı kerimdeki ahkâmlar o kadar derin ve gizlidir ki, bunları anlamaya
insan gücü yetişemiyor.
Ebû Muhammed Takıyyüddîn bin Ahmed hazretleri Hanbelî
mezhebi âlimlerindendir. 635 (m. 1237) senesinde doğdu. Birçok âlimlerden
hadîs-i şerîf, nahiv ve edebiyat ilmini öğrendi. Bir müddet Hicaz’da ikamet
etti. Takıyyüddîn Havranî ve diğer tasavvuf ehli ile sohbet etti; Sonra Mısır
beldelerine gidip, bir müddet de oralarda ikamet etti. 718 (m. 1318)’de vefat
etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Ahkâm-ı islâmiyyenin hepsi Kur’ân-ı kerimden
çıkmaktadır. Kur’ân-ı kerim, bütün Peygamberlere “salevâtullahi aleyhim”
gönderilmiş olan, bütün kitaplardaki ahkâmı ve daha fazlasını kendisinde
toplamaktadır. Kur’ân-ı kerimdeki bu ahkâm üç kısımdır:
Birinci kısm ahkâmı, ilm ve akıl
sâhibi, (İbâret-i nass) ile ve (İşâret-i nass) ile
ve (Delâlet-i nass) ile ve (Mazmûn-i nass) ile
ve (İltizâm-i nass) ile ve (İktizâ-i nass) ile
kolayca anlayabilir. Yani her âyet-i kerimede, ibâret, delâlet, işâret, iltizâm,
iktizâ ve tazammün bakımından çeşitli manalar ve hükümler vardır. (Nass),
manaları açık ve meydanda olan âyet-i kerimelere ve hadîs-i şerîflere denir.
Kur’ân-ı kerimdeki ahkâmdan ikinci kısmı açıkça anlaşılmaz. İctihâd ve istinbât
yolu ile meydana çıkarılabilir. Ahkâm-ı ictihâdiyyede, Eshâb-ı kirâmdan biri,
Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” uymayabilirdi. Fakat bu ahkâm,
Peygamberimiz zamanında hatalı ve şüpheli olamazdı. Çünkü Cebrâîl aleyhisselâm
gelerek, yanlış olan ictihâdlar, Allahü teâlâ tarafından hemen düzeltilir, hak
ile bâtıl birbirinden hemen ayrılırdı. Peygamberimizin ahirete teşrifinden
sonra meydana çıkarılan ahkâm ise, böyle olmayıp, doğru ile yanlış ictihâdlar
karışık kaldı. Bundan dolayıdır ki, vahiy zamanında ictihâd olunan ahkâmı, hem
yapmak, hem de inanmak lazımdır. Peygamberimizden sonra ictihâd olunan ahkâmı
da yapmak lazım ise de, icma hasıl olmayan ictihâdlarda şüphe etmek, imanı
gidermez. Kur’ân-ı kerimde bulunan ahkâmdan üçüncü kısmı, o kadar derin ve
gizlidir ki, bunları anlayıp çıkarmaya insan gücü yetişemiyor. Bunlar, Allahü
teâlâ tarafından bildirilmedikçe anlaşılamaz. Bu da ancak Peygamberimize
gösterilmiş, bildirilmiştir. Başkasına bildirilmez. Bu ahkâm da, Kur’ân-ı
kerimden çıkarılıyor ise de, Peygamber tarafından açıklanmış olduklarından,
bunlara (Sünnet) denir. Birinci ve üçüncü kısım ahkâmda kimse,
Peygamberden ayrılamaz.
