Allahü teâlânın sevdikleri ve sevmedikleri!
17/12/2024 Salı Köşe yazarı R.A
Tevbe edip bir daha günâh işlemeyen, Allahü teâlânın sevdiği kul
olur. Allahü teâlâ, kâfirleri de, günâh işleyen Müslümânları da sevmez.
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîminde (meâlen) “Allah,
tevbe edenleri sever” (Bakara 222) buyuruyor. Tevbe edenlerin
günâhları affolur. Tevbe edip bir daha günâh işlemeyen, Allahü teâlânın sevdiği
kul olur.
Allahü teâlâ, tevbe edilen her günâhı affeder. Bir
hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Bir kimse, işlediği günâha tevbe edince, Allahü
teâlâ, meleklerine buyurur ki: Şu kimseye bakın, günâh işledi, günâhın cezâsını
veren ve affeden bir Rabbi olduğunu hâtırlayıp tevbe etti. Şâhid olun ki ben
onu affettim." [Buhârî]
Diğer bir hadîs-i şerîfte de, “Tevbe eden,
Allah’ın habîbidir (sevgilisi, çok sevdiği kimsedir)” buyuruldu.
(İbn-i Ebid-dünyâ)
Cenâb-ı Hak buyurmuştur ki: “Allah müminlerin
yardımcısıdır. Onları karanlıklardan nûra çıkarır.” [Bakara
257]
Diğer bir hadîs-i şerîfte ise şöyle buyuruldu:
“Bir kimse, istirâhat için ıssız bir çölde uyur.
Uyanınca yiyip içeceği bulunan bineğinin, yanından kaybolduğunu görür. Her
tarafta arar bulamaz. Yorgunluk içinde eski uyuduğu yere gelir, "Bu
ıssız çölde aç susuz kalacağım için ölmem mümkündür" diyerek
ümitsizlik içinde uyuyakalır. Uyandığı zaman devesini ve yiyip içeceğini yanı
başında görünce çok sevinir. İşte Allahü teâlâ da, tevbe edene, bu kulun
sevinmesinden daha çok sevinir.” [Yani Allahü teâlâ, bir kulunun,
tevbe edip kendisine yönelmesine, üzerinde yiyeceği ve içeceği bulunan devesini
kaybedip, ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalan ve ümîdini kestikten sonra
yiyip içeceği ile birlikte devesini bulan kimsenin sevincinden daha çok
sevinir.]
***
Allahü teâlâ, kâfirleri de, günâh işleyen Müslümânları
da sevmez. Bu ikisi arasında elbette fark vardır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri
buyuruyor ki: “Allahü teâlânın kâfirlere düşmânlığı, zâtından yani
kendisindendir, zâtı iledir. Müslümânların işledikleri günâhları ise, sıfatları
sevmez. Bu düşmânlık sıfatlara âittir. Rahmet sıfatı, zâtın düşmânlığını
ortadan kaldırmaz. (C. I, M. 266)
Cenâb-ı Hak, iki âyet-i kerîmelerde meâlen şöyle
buyurmaktadır:
“Allahü teâlâ, kâfirleri sevmez.” [Âl-i
İmrân, 32]
“Allahü teâlâ, kendini beğenip övünen hiçbir kimseyi
sevmez.” [Lokmân, 18]
Birkaç hadîs-i şerîif meâli de şöyledir:
“Allahü teâlâ, hakkı kabûl etmekte inâd edeni sevmez.” [Buhârî]
“Allahü teâlâ, düşmânlıkta ileri gidenleri
sevmez.” [Buhârî]
“Allahü teâlâ, eshâbımı ve akrabâmı incitenleri
sevmez.” [Taberânî]
“Allahü teâlâ, kibirlileri sevmez.” [Deylemî]
“Allahü teâlâ, komşusuna sıkıntı vereni sevmez.” [Deylemî]
“Allahü teâlâ,
çalışmayan gençleri sevmez.” [Münâvî]