Muhammed aleyhisselâmın peygamberliği

18/04/2019 Perşembe Köşe yazarı O.Ü

Allahü teâlâ, Peygamberlerine, ümmetlerinin kıymet verdiği şeylerde mucizeler ihsan eyledi. 

 

Sual: Musa ve İsa aleyhisselamın Peygamberliğine, gösterdikleri mucizeler delil oluyor ise, Muhammed aleyhisselamın gösterdiği mucizeler de Onun Peygamberliğine delil değil midir?

Cevap: Musa ve İsa aleyhisselamın Peygamberlikleri mucizelerle belli olduğu gibi, Muhammed aleyhisselamın Peygamberliği de, mucizelerle meydandadır. Musa aleyhisselam zamanında sihir yani büyü, İsa aleyhisselam zamanında doktorluk, Muhammed aleyhisselam zamanında ise şiir, fesahat ve belagat yani güzel ve tartılı konuşmak sanatları çok ilerlemişti. Allahü teâlâ da; bu Peygamberlerine ümmetlerinin kıymet verdiği şeylerde mucizeler ihsan eyledi.

Muhammed aleyhisselamın da, İsa aleyhisselam gibi, ölüyü dirilttiği ve Firavun ile adamlarının Musa aleyhisselama sihirbaz dedikleri gibi, Kureyş kâfirlerinin de Muhammed aleyhisselama sihirbaz dedikleri kitaplarda açık ve uzun yazılıdır.

Muhammed aleyhisselam ümmi idi. Yani, mektebe gitmedi. Okuyup yazmadı. Hiçbir insandan ders almadı. Ümmi olduğu hâlde, tarih, fen, ahlak, siyaset ve sosyal bilgilerle dolu bir kitap ortaya koydu. Yalnız o kitaba uyarak dünyaya adalet yaymış olan hükümdarların yetişmesine sebep oldu.

Kur'ân-ı kerim, Muhammed aleyhisselamın hatta bütün Peygamberlerin mucizelerinin en büyüğüdür. Dinde reformcular, Muhammed aleyhisselamın daha çocuk iken, Şam yolculuğunda bir papazla birkaç dakika konuştuğu zaman, bütün bu bilgileri, o papazdan öğrendiğini söylerken, utanmaları, sıkılmaları lazım gelir. Bu kadar çürük, bu kadar gülünç bir iftira olamaz. Kâbe duvarında yıllarca asılı duran ve sahiplerini birer dâhi, birer kahraman derecesine yükselten ve binlerce şiir arasından seçilmiş bulunan fesahat ve belâgat şaheseri yazıların birer paçavra gibi sökülüp indirilmesine ve yazarlarının başlarının eğilmesine sebep olan âyet-i kerimeler, o papazla birkaç dakikalık konuşmanın neticesi olamaz! Kur'ân-ı kerimin belâgatini yeniden anlamaya kalkışmaya, hiç lüzum yoktur. Çünkü, Arapçanın en yüksek zamanında, en salahiyetli mütehassıslara, üstünlüğünü imzalatmıştır.

Arap edebiyatının mütehassısları olanlardan, Muhammed aleyhisselamın zamanında yetişenler arasında, Kur'ân-ı kerimin belâgatindeki ilahi üstünlüğü görüp de inanmayan yok gibidir.