Ailede görgü kuralları
18/12/2022 Pazar Köşe yazarı S.K
Görgü kuralları, gerek ailenin ve
gerekse toplumun seviyeli, huzurlu ve düzenli bir hayat yaşamasını sağlar.
Görgü kuralları; toplumların inanç, eğitim, ekonomik güç, örf ve
âdetlerine göre farklılıklar gösterir. Görgü kuralları; bir toplumdaki
insanların, birbiriyle münasebetlerinde olgun, medeni davranışlar içinde
bulunmalarını sağlar. Ayrıca bunlar, günlük işlerde nizam ve intizamın hâkim
olmasını vesile olur. Böylece toplum hayatında huzur ve rahatlık meydana gelir.
Bu kurallar, toplumumuzda yazılı olmayan birer kanun hüviyetini
taşır. Ecdadımızın yüzyıllar boyunca çocuklarına büyük bir dikkatle öğrettiği
görgü kuralları kısaca şöyledir:
Ailede evin reisi babadır. Anne, ailenin en saygıya layık
varlığıdır. Evin iç düzeni ondan sorulur. Çocuklara, her zaman şefkat ile
bakılır, iyi yetişmeleri için ihtimam, özen gösterilir. Dede ve ninelerin de
beraber olduğu ailelerde, onların söz hakkı ve kararları daha önce gelir.
Görgünün esasını “büyüklere saygı ve itaat, küçüklere
şefkat ve merhamet” teşkil eder. Bu bakımdan bizim toplumumuzda
her görgü kuralı bu temele göre şekillenmiştir.
Evde küçükler, büyüklerin yanında daima edepli bulunur.
Kendilerine söyleneni dikkatle dinlerler. Büyüklerin sözüne izin almadan
karışmazlar ve sözü lüzumsuz yere uzatmazlar.
Kendilerine bir şey söylendiğinde, “Buyurun
efendim” diye karşılık verirler.
Kardeşler, birbirine bağlı ve saygılıdır. Abi, abla küçük kardeşlerine şefkatle
davranırlar. Onların iyi yetişmelerine yardımcı olurlar. Küçükler de büyük
kardeşlerine hürmet gösterir, onların isteklerini yerine getirirler, onların
sözlerini dikkatle dinleyip peki efendim, baş üstüne diyerek cevap verirler.
Birbirinin eşya ve oyuncaklarını izinsiz kullanmazlar. Kendilerinde olanlardan
birbirine ikram ederler. Kimseyi rahatsız etmez, gürültü çıkarmazlar.
Birbirleri ile güzel geçinirler. Uyum içinde olurlar.
Ana baba, çocuklarının, çocuklar, ana babanın odasına gireceği
zaman izin isterler. İçeri girmeye rızası olduğu bilinen kimsenin yanına izin
almadan girilebilir.
Misafirliğe gitmeden önce ev sahibine haber verilir.
Kararlaştırılan gün ve saatte gidilir. Evine girerken, kapıya vurarak, kapının zilini
çalarak veya seslenerek, mesela selam vererek izin istenir! İzin üç defa olur.
İlkinde ses verilmezse, bir dakika kadar sonra, ikinci defa da ses çıkmazsa,
üçüncü defa zile basmalı. Kapı aralanırsa, aradığını sormadan önce,
kendini tanıtmalıdır. [Telefon edince de, önce kendini tanıtmalıdır.]
Evde ev sahibinin gösterdiği yere oturulur. Eşyalar, tablolar, kütüphanedeki kitaplar izinsiz kullanılmaz. Ne ikram ederse, severek kabul edilir. Ev sahibinin o günkü hâline göre, üzüntü veya sevincine ortak olunur. Onun hoşlandığı konulardan konuşulur. Bazı özel durumlar hariç, çok fazla oturulmaz. Evin içinin döşenişi, eşyaların yeri ve durumu tenkit edilmez. Giderken izin istenir, teşekkür edilir, dua etmesi istenir ve bize de buyurun denilir.