Sünnetlere, "namaza" diye niyet etmek
14/02/2021 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Sünnet namazları 'namaz kılmaya' niyet edilerek kılınınca, sahih olur.
Sual: Beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, sadece Allah rızası için
namaza veya ilk kazaya kalmış öğlenin farzına diye niyet edilse, o vaktin
sünneti de kılınmış olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Eşbâhda deniyor ki:
“Beş vakit namazın ilk ve son sünnetlerini, yani müekket sünnetleri
kılarken, sünnet olduğuna niyet etmek lüzumunda sahih olan, güvenilen fetva,
şart olmadığını göstermektedir. Revatib sünnetler, nafile niyeti ile veya
yalnız namaza niyet ederek sahih olur. Yani o vaktin sünneti olur. Ayrıca
sünnet diye niyet etmeye lüzum yoktur. İmâm-ı Zeyla'î de, böyle buyurmuştur.
Mesela fecir doğmadan, teheccüd niyeti ile, iki rekat namaz kılınca, fecrin
başlamış olduğu, sonradan anlaşılsa, bu namaz, sabah namazının sünneti yerine
geçer. Ayrıca sabah sünneti kılmak lazım olmaz. Öğlenin farzında dördüncü
rekatte oturduktan sonra unutarak beşinci rekate kalksa, altıncı rekati de
kılıp selam verir ve son iki rekati nafile olur. Bu iki rekatin son sünnet
olmaması, sünnet olarak niyet edilmediği için olmayıp, sünnete ayrı bir
tekbirle başlamadığı içindir. Teravih namazında da, teravih olduğuna niyet
etmek şart olmadığı haberi sağlamdır. Bunun gibi, kazaya kalmış öğle namazı
olmayan kimse, cuma namazından sonra kıldığı dört rekate; “Vaktine yetişip
kılmamış olduğum son öğleyi kılmaya” diye niyet etse, sonra cuma namazının
sahih olduğu anlaşılsa, sağlam ve sahih habere göre, bu dört rekat, cuma
namazının sünneti olur.
Sünnet namazları, yalnız namaz kılmaya veya sünnetten başka bir namaza
niyet ederek kılınca, sahih olacakları önceden bildirilmişti.”
Görülüyor ki, namaz vakti içinde, o vaktin farzından başka kılınan her
nemaz mesela kaza namazı, o vaktin sünneti de olmaktadır.
Sual: Farz borcu olanın, nafile ibadeti boşa mı gider?
Cevap: İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Hadis-i şerifde; (Bir insanın mâ-lâ-ya'nî ile vakit geçirmesi,
Allahü teâlânın, onu sevmediğinin alametidir) buyuruldu. Mâ-lâ-ya'nî,
faydasız iş demektir. Bir farzı yapmayıp, bunun yerine, nafile ibadet
yapmak, mâ-lâ-ya'nî ile vakit geçirmek olur. Nafilelerin farz yanındaki
kıymeti, bir damlanın, deniz yanındaki kıymeti kadar bile değildir. Sünnetin
farz yanındaki kıymeti de böyledir.”