İyi insanın temel vasıfları
16/02/2021 Salı Köşe yazarı R.A
İyi bir insan olmak için, iyi bir Müslümân olmak lâzım. İyi bir Müslümânın
ana vasıfları da Kur’ân-ı kerimde ve hadîs-i şerîflerde sayılmıştır.
Umûmî olarak her insan, iyi bir insan olarak anılmak
ister... Her âile, bütün âile ferdlerinin iyi insan olmalarını
ister... Her devlet de, kendi vatandaşlarının iyi insanlar
olmalarını arzu eder...
Ayrıca herkes mutlu olmak ister. Peki, iyi insan nasıl olunur ve
nasıl mesut ve bahtiyâr yani mutlu olunur?
İyi bir insan olmak için evvelâ, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına göre
yaşamak lâzım. Yani kâmil [olgun] bir Müslümân olmak gerekir. Zâten
(hakîkî manada) Müslümân kimse, iyi insan demektir.
Mukaddes dînimiz İslâmiyete göre her insan, elinin altında bulundurduğu
kimselerin her türlü hak ve hukûkundan, talîm ve terbiyesinden yani eğitim
ve öğretiminden sorumludur.
Demek ki, iyi bir insan olmak için, iyi bir Müslümân olmak lâzım. İyi bir
Müslümânın ana vasıfları da Kur’ân-ı kerimde ve hadîs-i şerîflerde sayılmıştır.
***
Allahü teâlâ, bazı âyet-i kerîmelerde müminleri (inananları, Müslümânları)
şöyle tarîf etmektedir:
“Mü’minler, öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer,
Allah’ın âyetleri okununca, îmânları kuvvetlenir ve yalnız Rablerine dayanıp
güvenirler, namazı doğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, [Allah’ın
râzı olduğu yerlere] harcarlar.” [Enfâl, 2-3]
“Mü’minler, muhakkak kurtuluşa ermişlerdir. Onlar namazlarını huşû içinde
kılar, boş ve lüzûmsuz şeylerden yüz çevirir, zekâtlarını verir, iffetlerini
korur, … emânet ve ahidlerine riâyet ederler…” [Mü’minûn 1-8]
“Onlar, Allah’ın ahdini yerine getirir, verdikleri sözü bozmaz, Rablerinin
rızâsını isteyip sabreder ve kötülüğü iyilikle savarlar.” [Ra’d, 20-22]
[Furkân sûre-i celîlesinin 63-73. âyet-i kerîmelerinde de müminlerin
vasıfları uzunca beyân buyurulmaktadır.]
“[Mü’minler] büyük günâhlardan ve hayâsızlıktan sakınır,
öfkelendikleri zaman da kusûrları bağışlar ve işlerini aralarında istişâre
ederler.” [Şûrâ, 37-38]
“İnanıp hayırlı iş işleyen[mü’min]lerin kötülüklerini, and
olsun örteriz, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfâtlandırırız.” [Ankebût,
7]
“Allah, onların [mü’minlerin] kötülüklerini örter, onlara işledikleri
şeylerin en güzellerinin karşılığını verir.” [Zümer, 35]
“Allah, inanıp emirlerini yapan mü’minlere mağfiret ve büyük ecir
vadetmiştir.” [Fetih, 29]
Müminlerle, Müslümânlarla ilgili olarak pekçok hadîs-i şerîften bazıları da
şöyledir:
“Komşusu, kötülüğünden emîn olmayan, (kâmil) mü’min olamaz.” [Buhârî]
“Halkın elindekine göz dikmemek, mü’minin alâmetlerindendir.” [Dârekutnî]
“Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, istediğini
başkaları için de sev, iste ki [tâm, kâmil] Müslümân olasın.” [Harâitî]
“Mü’min akıllı, basîretli, uyanıktır. Her işte Allah’ın rızâsını gözetir.
Acele etmez, ilim sâhibidir, harâmlardan kaçar.” [Deylemî]
“Mü’min lanet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayâsız olmaz.” [Hâkim]