''Geleyim, fakat üç şartım var!..''
19/07/2019 Cuma Köşe yazarı A.U
Evliyânın büyüklerinden Alî Müttekî El Hindî hazretlerini,
bir gün vezirlerden birisi;
"Bizim fakirhaneyi teşrîf etseniz" diyerek ziyafete
davet etti.
Ama o, istemedi.
Özür beyan etti.
"Beni mazur görün. Buradan da size duâ ederim. İnşallah, Allahü teâlâ
size bereket ihsân eder" dedi.
Vezîr üzüldü!
Ve ısrar etti.
O zaman da;
Peki geleyim, fakat üç şartım var.
Birincisi;
Nereye istersem oraya otururum.
İkinci şartım;
Bundan da ye, şundan da ye! demeyeceksin.
Üçüncüsü de;
Biraz daha otursaydınız demiyeceksin.
Vezir kabul edip;
“Tamam efendim, bütün şartlarınızı kabul ediyorum" dedi.
Büyük velî, ertesi gün torbasına bir parça "kuru ekmek" koyup
gitti.
Vezir yer gösterip;
"Şöyle buyurun" dedi.
Alî Müttekî hazretleri, kenar bir yere oturdu.
Sonra yemekler geldi.
Büyük zât torbasından çıkardığı
“kuru ekmeği” yemeye başladı.
Vezir yine unutup;
"Şunlardan da yiyin" dedi.
Ancak büyük velî “kuru ekmeği” yemeğe devam etti.
Bir süre sonra da kalktı.
Ve vedâ ederek ayrıldı.
Vezîr bir şey diyemedi...