Zinâ ve livâta büyük günahlardandır!..
23/07/2019 Salı Köşe yazarı R.A
Âkıl ve bâliğ olan kadın ve erkeğin aralarında nikâh olmadan gayr-i meşrû
münâsebette bulunmalarına “zinâ” denilir.
Âkıl ve bâliğ olan (akıllı, ergenlik çağına ulaşmış) kadın ve erkeğin aralarında nikâh olmadan gayr-i meşrû münâsebette bulunmalarına “zinâ” denilir. Harâma bakmak da göz zinâsı olarak ifâde edilir. “Gözler de zinâ yapar.” (Hadîs-i şerîf-Ebû Dâvûd)
Zinânın her çeşidi ve ona götüren bütün yollar da, Allahü teâlâ tarafından
kesinlikle yasaklanmıştır. Allahü teâlâ, bir âyet-i kerîmede buyurdu ki
(meâlen):
“De ki: Geliniz, size, Rabbiniz neleri harâm etmiştir, okuyayım. (O'na
hiçbir şeyi ortak koşmayın, anaya-babaya iyilik edin, fakîrlik yüzünden
çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızkını biz veririz. Zinâ gibi
kötülüklerin açığına da, gizlisine de yanaşmayınız. Allah'ın muhterem kıldığı
cânı haksız yere öldürmeyin.) İşte bu yasaklara riâyet etmeyi
(uymayı), Allahü teâlâ, size tavsiye (emr) etti. Olur ki, düşünür ve akıl
erdirirsiniz.” (En'âm sûresi, 151)
Hadîs-i şerifte buyuruldu ki: “Zinânın dünyâda üç fenâlığı vardır:
Biri, güzelliği ve parlaklığı giderir. İkincisi fakîrliğe sebep olur.
Üçüncüsü, ömrün kısalmasına sebep olur. Zinânın âhiretteki üç zararına
gelince; Allahü teâlânın gazabına sebeb olur. İkincisi suâlin, hesâbın fenâ geçmesine
sebep olur. Üçüncüsü, Cehennem ateşinde azap çekmeye
sebep olur.” (Mektûbât-ı Rabbâniyye)
“Harâmlardan sakınmak, akıllıların şânından, şereflilerin tabîatındandır.” (Hazret-i Alî)
“İslâm dîni, insanlarla alay edilmesine ve canlılara tapılmasına ve gençlerin
fuhşa sürüklenmesine, evlilerin baştan çıkarılmasına âlet olan sûretleri,
heykelleri haram etmiş, canlıların anatomik parçalarının ve bitkilerin
ve her çeşit fizik, kimyâ, astronomi, inşâat sûretlerini helâl etmiş, serbest
bırakmıştır. İlimde teknikte lâzım olan sûretlerin yapılmasını, bunlardan
faydalanmayı emretmiştir. İslâm dîni her şeyde olduğu gibi, sûretleri
de faydalı ve zararlı olmak üzere ikiye ayırmış, faydalı olanlarını emir,
zararlı olanlarını yasak etmiştir. O hâlde inanmayanların, Müslümânlar
sûrete günâh der, bu ise gericiliktir demeleri, körü körüne bir iddiâ ve
iftirâdır.” (Şeyhulislâm Mustafa Sabri Efendi)
“Nikâh”: “Evlilik için yapılan akit, sözleşmedir. Evlenecek Müslümân bir erkek
ile kadının, şahitler huzurunda, ben seni zevceliğe (hanımlığa) aldım,
diğerinin de kabul ettim demesidir.”
Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede buyurdu ki (meâlen): “(Size) helâl
olan kadınlardan nikâh ediniz.” (Nisâ sûresi, 3)
[Livâta üzerinde, inşâallah, öbür hafta duralım.]