“Eğer şeyhlik yapsaydım…”
01/07/2024 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Türkistân’ın en büyük velîlerinden Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri
ekseri sultânlara gider, tesirli sözleriyle onlara nasîhat ederdi.
İslâmı kuvvetlendirirdi.
Üstlerinde öyle çok nüfûzu vardı ki, cihan pâdişahları
boyun eğmişlerdi bu büyük velîye.
Nitekim kendisi;
“Eğer şeyhlik yapsaydım, hiçbir şeyh bir yerde bir
talebe bulamazdı. Ama bize başka vazîfe verildi” buyurmuştu
yakınlarına.
Sordular:
“O, hangi vazîfe efendim?”
Buyurdu ki:
“Dîni kuvvetlendirip İslâmiyeti yaymak görevi verildi
ki, biz bunları temin etmeye çalışıyoruz.”
● ● ●
Bir gün bu zâta;
“Efendim, bizler ne zaman bu dünyâya ibret nazarı ile
bakan ve ibret alan kimselerden oluruz” diye sordular.
Büyük zât;
“Bu dünyâda her şeyin fâni ve sonunun ‘harap’ ve her
kişinin gideceği yerin de ‘toprak’ olduğunu gördüğünüz zaman” buyurdu.
● ● ●
Bir gün de bir dostuna;
“Nasılsınız, iyi misiniz kardeşim?” diye
sordu.
O, cevâbında;
“Selâmette ve âfiyetteyim efendim” diye arzetti.
Büyük velî;
“Selâmette olman, Sırat
Köprüsü’nü selâmetle geçmekle, âfiyette olman ise Cennete girmekle mümkün
olur” buyurdu.