"Öyle ilim öğrenmeliydin ki!.."
24/01/2020 Cuma Köşe yazarı A.U
Ebû Hafs-ı Kebîr hazretleri, âlim ve evliyadan bir zâttır.
Gençlik yıllarında, ilim ve iffet sâhibi, sâlihâ (bir kız) ile evlendi.
İlk gece, kız buna;
"Kadınların âdet hâlleriyle ilgili (hayz ilmi)ni öğrendin mi?" diye sordu.
Ebû Hafs şaşırdı.
"Öğrenmedim" dedi.
Bunun üzerine kız;
"Allahü teâlâ, bir âyet-i kerîmede meâlen; "Kendinizi ve
emriniz altında olanları Cehennemden koruyun!" buyuruyor. Câhil
olan nasıl koruyabilir?" dedi.
Ebû Hafs utandı.
Ve mahcup oldu.
Ama hoşuna da gitmişti.
Hanımını Allahü teâlâya emânet ederek, ilim öğrenmeye çıktı. Merv şehrine
vardı.
Onbeş sene ilim tahsîl etti.
Ve vatanına dönmek için yola çıktı.
Yanında, ilim arkadaşı Ebû Süleymân Cürcânî de vardı.
Kitaplarını aldılar.
Ve yola koyuldular.
Hârezm'de, Ceyhun Irmağı'nın üzerinden geçiyorlardı ki, Ebû Hafs’ın ayağı
kaydı.
Ve kitapları savruldu.
Hepsi suya düştüler.
Çok üzülüp, Ebû Süleymân'dan, yazmak için, kitaplarını ödünç istedi.
O ise cevâbında;
"Sen, öyle ilim öğrenmeliydin ki, bu kitaplara ihtiyâcın
kalmamalıydı" dedi.
Ona, “Haklısın” dedi.
Ve Merv'e geri geldi.
Altı sene daha okudu.
Ve o kitapların hepsini ezberleyip, büyük bir (Âlim) olarak
hanımının yanına döndü.