Evlada yapılacak en büyük iyilik...

24/09/2020 Perşembe Köşe yazarı S.A

Bir babanın, evladını cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden, dünya sıkıntılarından korumasından daha önemlidir. 

 

 

Bizler, Anne-babalar olarak, millet olarak evlatlarımıza sahip çıkmazsak emanete hıyanet etmiş oluruz. Bunun cezasını dünyada da, ahirette de çekeriz... Çocuklara iman, Kur'ân-ı kerim ve Allahü tealanın emirleri öğretilir ve yapmaya alıştırılırsa, din ve dünya saadetine ererler. Topluma faydalı birer evlat olurlar. Bu saadette anaları, babaları ve hocaları da onlara ortak olur. Bunlar öğretilmez ve alıştırılmaz ise, bedbaht olurlar. Kendilerine, anne-babalarına ve topluma zarar verirler. Yapacakları her fenalığın, her kötülüğün vebali, günahı annesine ve babasına da verilir.

Tahrim suresinin altıncı ayet-i kerimesinde mealen;

"Kendinizi, aile efradınızı ve emrinizde olanları ateşten koruyunuz!" buyurulmaktadır.

Bir babanın, evladını cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden, dünya sıkıntılarından korumasından daha önemlidir. Cehennem ateşinden korumak da, imanı, farzları ve haramları öğretmekle ve ibadete alıştırmakla mümkündür.

Bir babanın evladına yapacağı en büyük iyilik onu dinsiz, ahlâksız ve kötü arkadaşlardan uzaklaştırmasıdır.

Bütün kötülüklerin başı, fena ve kötü arkadaştır. İnsanın üç büyük düşmanı vardır: 

Nefis, şeytan ve kötü arkadaş... Bunların içinde en büyük olanı şüphesiz ki kötü arkadaştır. En tehlikeli olanı da budur. Bundan dolayı ana-baba çocuğunu takip etmelidir. Kimlerle arkadaşlık kuruyor, nerelere gidip geliyor, hal ve hareketleri nasıldır... Bunlar ihmale gelmez.

Başıboş bırakılan çocuğu sokak yetiştirir. Önceden çocuk evde de terbiye görürdü, sokakta da. Şimdi evde gördüğü terbiyeyi de sokakta kaybediyor.

Namazında abdestinde dine uygun hareket etmek her akıl ve baliğ çocuk için şarttır... Bazı anne-babalar çocuklarına kıyamıyor. Mesela, onları sabah namazına kaldırmıyor. Bu onlara yapılacak en büyük kötülüktür. Çocuğunu kendi eliyle ateşe, cehenneme atmaktır.

"Ağaç yaş iken eğilir" atasözü meşhurdur. Çocuk küçükken buna alışırsa, büyüyünce kalkması kolay olur. Çocuk yaşta öğrenilenler, mermer üzerine yazılmış gibidir. Büyüdüğünde öğrenilenler ise buz üzerine yazılan gibidir; erir ve kaybolur...

Hayırlı şeyleri öğretmenin en verimli zamanı küçük yaşta olanlara yapılandır. Babanın çocuğuna zaman ayırması; onunla baş başa kalıp bir şeyler öğretmesi, güzel örnek olması gerekmektedir.

Yapılan araştırmaların neticesinde ilgi gören çocuklar, büyüdüklerinde çok değerli insan olmuş, kendilerine ve memleketlerine büyük hizmetler yapmışlardır... Çocuğunu seven insan elbette onunla ilgilenecektir...