İslâm dînine hürriyet verenlere dua etmeli
24/05/2023 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Hindistan'da yetişen büyük İslâm
âlimlerinden İmâm-ı Rabbânî "rahmetullahi
aleyh", sevdiklerinden Hân-ı a’zama yazmış
olduğu 65. Mektûbunda, Müslümanlığın bugünkü hâline ve Müslümanların
çektiği sıkıntılara teessüf ederek diyor ki:
“Allahü teâlâ kuvvetinizi arttırsın. Onun dînini yükseltmek
için, din düşmanları ile olan mücadelelerinizde yardımcınız olsun. Muhbir-i
sâdık olan Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
(İslâmiyet garîp, kimsesiz olarak başladı. Son zamanlarda, başladığı gibi,
garîp olarak geri döner. Garîp olan Müslümanlara müjdeler olsun!) Bundan
önceki hükûmet zamanında [Ekber şâh zamanında] Müslümânlar, o kadar garîb
olmuştu ki, kâfirler, açıkça Müslümânlığı kötülüyor, Müslümânlarla alay
ediyorlardı. Dinsizliklerini, ahlâksızlıklarını, sıkılmadan açıklıyordu.
Çarşıda, pazarda kâfirleri ve dinsizliği övüyorlardı. Müslümânların, Allahü
teâlânın emirlerinden birçoklarını yapması, [söylemesi ve yazması] yasak edilmişti.
İbâdet edenler, İslâmiyete uyanlar ayıplanıyor ve kötüleniyordu…”
Yine talebelerinden Lala
Beğ'e yazdığı 81. Mektûbunda da Müslümanlığı yaymak lâzım
olduğunu bildirerek diyor ki:
“Allahü teâlâ, bizim ve sizin İslâmın şerefini anlamamızı ve onu
korumak için çalışmamızı arttırsın! Yüz seneye yakın bir zamandan beri
İslâmiyet [Hindistan’da ve her yede] yardımcısız kaldı. Öyle oldu ki, kâfirler,
Müslüman memleketlerinde, yalnız dinsizliklerini, kötülüklerini yapmakla
kalmıyorlar; Müslümanlığı büsbütün yok etmek istiyorlar. Müslümanların ve
Müslümanlığın izini, adını bile bırakmamak için kıyasıya uğraşıyorlar. İşi
oraya kadar götürdüler ki, bir Müslüman, İslâmiyetin emirlerinden birini açıkça
yapmaya, hattâ söylemeye kalksa, öldürüyorlar…”
Şimdi, böyle düşmanlık, öyle kin ve inat görülmüyor. Bazı kusurlar varsa da, inat ile değil, bilinmediği içindir. Bugün Müslümanlar da İslâm düşmanları gibi serbest konuşabilmekte, onlardaki hürriyete kavuşmaktadır. İslâm düşmanlarının kazanmaması, eski kin ve düşmanlığın başımıza gelmemesi, Müslümanların zulüm ve işkenceye düşmemesi için, dua edelim ve uyanalım. Din düşmanlarına fırsat vermeyelim. Bir kimsenin Müslüman olmasına alâmet, İslâm düşmanlarını tanıması, onlara aldanmaması, sözlerini dinlememesidir. İşte bugün, her Müslüman, elinden gelen yardımı yapmayıp, İslâmiyet yine bozulur, hakaret altına düşerse, [Müslümanlara hizmet eden] hükûmete yardımı esirgeyen her Müslüman âhirette mesul olacaktır. Bütün Müslümanların, devlete, hükûmete sözleri ile, yazıları ile ve elleri ile, işleri ile yardım etmesi zâten vâcibdir.