Ramazân-ı şerîf ayının fazîleti

25/02/2025 Salı Köşe yazarı R.A

“Ey Müslümânlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece ki, bu Kadir gecesidir, bin aydan hayırlıdır."


Ramazân ayında ibâdet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günâh işleyenin de bütün senesi, günâh işlemekle geçer.

 

Sevgili Peygamberimiz, mübârek Ramazân-ı şerîf ayı hakkında, bir hadîs-i şerîfinde “...Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası afv ve mağfiret ve sonu Cehennemden âzâd olmaktır...” buyurmaktadır. Diğer bir hadîs-i şerîfinde ise, “Ramazân ayı gelince, Cennet (bir rivâyette rahmet) kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytânlar bağlanır, zincire vurulur” buyurmuştur.

 

Peygamber Efendimiz yine şöyle buyurdular:

 

“Bir kimse, Ramazân ayında oruç tutmayı farz (vazîfe) bilir ve orucun sevâbını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günâhları affolur.” (Buhârî)

 

Selmân-ı Fârisî’nin (radıyallahü anh) rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz, Şa’bân ayının son günü îrâd buyurduğu bir hutbesinde şöyle buyurmuştur:

 

“Ey Müslümânlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece ki, bu Kadir gecesidir, bin aydan hayırlıdır, daha faydalıdır. Allahü teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri terâvîh namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmak gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak ise, başka bir ayda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır; sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda, mü'minlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftâr verirse, günâhları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden âzâd eder. O oruçlunun sevâbı kadar, ona sevap verilir.”

 

Resûlullahın bu hutbesini dinleyen Eshâb-ı kirâm, dediler ki:

 

“Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluyu doyuracak kadar zengin değiliz. Biz, bu büyük sevaptan, mahrûm mu kalacağız?”

 

Resûl (aleyhisselâm), Eshâbına şöyle cevap verdi:

 

“Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikrâm edene de, bu sevap verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası af ve mağfiret ve sonu Cehennemden âzâd olmaktır. Bu ayda, emri altında olanların [meselâ işçinin, memûrun, askerin ve talebenin] vazîfelerini hafîfletenleri [patronları, âmirleri, kumandânları ve müdürleri] Allahü teâlâ affedip, Cehennem ateşinden kurtarır.”

 

Peygamber Efendimiz, hutbesine devâmla şöyle buyurdu:

 

“Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini, Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, Kelîme-i şehâdet söylemek ve istiğfâr etmektir. İkisini de, zâten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da, Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden O'na sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyâmet günü susuz kalmayacaktır.”

 

Resûlullah (aleyhisselâm) Efendimiz, “Ramazân ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytânlar bağlanır” buyurdu.

 

Hadîs-i şerîflerde, “Oruç tutan sağlıklı olur” (Taberânî) ve “Her şeyin bir zekâtı vardır. Vücûdun zekâtı ise oruçtur” (İbn-i Mâce) buyuruldu.